Bu ittihadın nizamnâmesi sünnet-i Nebeviye ve kanunnamesi evamir ve nevâhî-i şer’iyedir. Ve kılıçları da berâhin-i katıadır. Zira, medenîlere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir. Taharrî-i hakikat, muhabbet iledir. Husumet ise, vahşet ve taassuba karşı idi. Hedef ve maksatları da, ilâ-yı kelimetullahtır. Şeriat da, yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet, âhiret ve fazilete aittir. Yüzde bir nispetinde siyasete mütealliktir; onu da ulü’l-emirlerimiz düşünsünler.

Şimdiki maksadımız, o silsile-i nurânîyi ihtizaza getirmekle, herkesi bir şevk ve hâhiş-i vicdaniye ile tarik-i terakkîde kâbe-i kemâlâta sevk etmektir. Zira, ilâ-yı kelimetullahın bu zamanda bir büyük sebebi, maddeten terakki etmektir.

İşte ben bu ittihadın efradındanım. Ve bu ittihadın tezahürüne teşebbüs edenlerdenim. Yoksa, sebeb-i iftirak olan fırkalardan, partilerden değilim.

Elhasıl: Sultan Selim’e biat etmişim. Onun ittihad-ı İslâmdaki fikrini kabul ettim. Zira, o vilâyât-ı şarkiyeyi ikaz etti. Onlar da ona bîat ettiler. Şimdiki şarklılar, o zamanki şarklılardır. Bu meselede seleflerim, Şeyh Cemâleddîn-i Efganî, allâmelerden Mısır müftüsü merhum Muhammed Abduh, müfrit âlimlerden Ali Suâvi, Hoca Tahsin ve ittihad-ı İslâmı hedef tutan Namık Kemal ve Sultan Selim’dir ki, demiş:
İhtilâf u tefrika endişesi
Kûşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni.
İttihadken savlet-i a’dâdef’a çaremiz,
İttihad etmezse millet, dağ-dar eyler beni.
Yavuz Sultan Selim
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhiret âlemi : öteki dünya, öldükten sonraki sonsuz hayat
ahlâk : huy, tabiat, insanın davranış tarzı, tutum ve tavrı
allâme : büyük âlim
berâhin-i katıa : kat’î burhanlar; güçlü ve sarsılmaz kesin deliller
biat : bağlılık yemini etme
bîkarar eyler : kararsız eder, şaşkın yapar
dağ-dar eyler : üzer, acı ve keder verir
def’ : kovma, uzaklaştırma
efrad : fertler
elhasıl : kısaca, özetle
evamir : emirler
fazilet : değer ve üstünlük
fırka : grup, parti
galebe çalma : üstün gelme
hâhiş-i vicdaniye : vicdanî arzu, istek
husumet : düşmanlık
i’lâ-yı kelimetullah : Allah’ın kelâmını, Kur’ân ve iman hakikatlerini yüceltme, bildirme ve duyurma
icbar : zorlama
ihtilâf u tefrika : ayrılık ve anlaşmazlık
ihtizaza getirme : hareketlendirme, silkme
ikaz : uyarma
ittihad : birlik, birleşme
ittihad-ı İslâm : İslâm birliği
kâbe-i kemâlât : mükemmelliklerin kâbesi, mükemmelliklerin olduğu kıble, yön
kanunname : kanun kitabı, kanunların yazılı olduğu kitap
kûşe-i kabr : kabir köşesi
maddeten : maddî olarak
maksat : gaye
medenî : şehirli; ilim, fen, san’at, kültür ve sosyal açılardan gelişmiş ve ilerlemiş olan
muhabbet : sevgi
müfrit : bir meselede aşırıya giden
müteallik : alâkalı, ilgili
nevâhî-i şer’iye : şeriatın nehiyleri, yasakları
nispetinde : oranında
nizamname : birşeyi düzenleyen kararname, kanun, tüzük
savlet-i a’dâ : düşman saldırısı
sebeb-i iftirak : ayrılık sebebi, bölünüp parçalanma nedeni
selef : önde olan, önce gelen, yerine geçilen
sevk : gönderme, yönlendirme
silsile-i nurânî : nurlu silsile, zincir
sünnet-i Nebeviye : Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler
Şarklı : Doğulu
şeriat : Allah tarafından bildirilen hükümlerin hepsi, İslâmiyet
taassub : aşırı derecede, körü körüne bağlılık
taharrî-i hakikat : doğru ve gerçeği araştırma
tarik-i terakki : gerçek yol, ilerleme yolu
terakki : ilerleme, yükselme
teşebbüs etme : başvurma, girişme
tezahür : ortaya çıkma
ulü’l-emir : iş idare eden, idareci, yönetici ve siyasetçiler
vilâyât-ı şarkiye : Doğu illeri
Yükleniyor...