1 اِيَّاكَ نَعْبُدُ'daki ك zamirinde iki nükte vardır.

Birincisi: Mâkablinde zikredilen sıfât-ı kemâliyenin ك zamirinde müstetir ve mutazammın olduğuna işarettir. Çünkü, o sıfatların birer birer tâdadından hasıl olan büyük bir şevkle, gaybdan hitaba, yani ism-i zâhirden şu ك zamirine iltifat 2 ve intikal olmuştur. Demek ك zamirinin mercii, geçen sıfât-ı kemaliye ile mevsuf olan Zattır.

İkincisi: Elfaz okunurken mânâlarını düşünmek, belâgat mezhebinde vâcip olduğuna işarettir. Çünkü, mânâlar düşünülürse, nâzil olduğu gibi okunur. Ve o okuyuş, tabiatıyla, zevkiyle hitaba incirar eder.

Hattâ اِيَّاكَ نَعْبُدُ’yu okuyan adam, sanki 3 اُعْبُدْ رَبَّكَ كَاَنَّكَ تَرَاهُ cümlesindeki emre imtisalen okuyor gibi olur.

Cem’ sîgasıyla zikredilen نَعْبُدُ’deki zamir, üç taifeye işarettir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Yalnızca Sana ibadet ederiz.” Fatiha Sûresi, 1:5.
2 : İltifat: Sözün üçüncü şahıstan ikinci şahsa veya tekellüme (yani “o” zamirinden “sen” zamirine) veya ikinci şahıstan üçüncü şahsa intikal etmesi, geçiş yapmasıdır (Tarifat). Bu geçiş san’atı, bir sözde dinleyicinin zihnini canlı tutma, dikkatini çekme veya onu ikaz etme gibi inceliklere binaen uygulanır .
3 : “Rabbine, sanki Onu görüyormuş gibi ibadet et.” Hadis-i bilmânâdır. Buhari, Tefsîru Sûre 31:2, İmân: 37; Müslim, İmân: 1,5,7; Ebu Dâvud, Sünne: 16; Tirmizî, İmân: 4; İbni Mâce, Mukaddime: 9; Neseî, İmân: 5, 6; Müsned, 1:27, 51, 53, 319, 2:107, 462, 4:129, 164.
4 : “İbadet ederiz.” Fatiha Sûresi, 1:5.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Kur’ân nedir, tarifi nasıldır? / Sonraki Risale: Bakara Sûresi
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

belâgat : konusu sözün düzgün, kusursuz, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesini bildiren bir ilim
Cebriye mezhebi : insanın seçme gücünün ve iradesinin olmadığını savunan ehl-i sünnet dışı bâtıl mezhep
cem’ sîgası : Ar.gr. çoğul kipi
elfaz : lâfızlar, sözler
gaybdan hitaba : gr. konuşma esnasında üçüncü şahıs (gaip) kipinden, hazır bulunan ikinci şahıs (muhatap) kipine geçme
hasıl olmak : meydana gelmek
hitab : konuşma
imtisalen : emre uyarak, boyun eğerek
incirar etmek : dayanıp bağlanmak, neticelenmek
intikal : geçme
ism-i zâhir : açık, görünür isim
mâkabli : önceki, öncesi
merci : dönülen yer
mevsuf : nitelendirilen, vasıflandırılan
mezheb : yol, usûl
muhalefet etmek : aykırı davranmak
mutazammın olma : içinde bulunma, içinde olma
müstetir : gizli, örtülü
nazil olmak : inmek
nizam-ı âlem : âlemin düzeni, kanunu
nükte : ince mânâ
sıfat : özellik, vasıf
sıfât-ı kemâliye : Cenâb-ı Hakkın Zâtını niteleyen, bütün noksanlıklardan uzak ve yüce olduğunu bildiren mükemmel sıfatları, kutsal özellikleri
tabiatıyla : doğasıyla, mizacıyla
tâdâd : sayma, sayım
taife : grup, topluluk
tevekkül : Allah’a dayanma, güvenme; burada fiilî duayı yapmadan ve sebepler dünyasının kanunlarına uymadan Allah’a tevekkül etme kastediliyor
vâcip olmak : zorunlu, gerekli olmak
zamir : gr. ismin yerini tutan kelime
Yükleniyor...