بِاسْمِ مَنْ (تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَاْلاَرْضُ وَمَنْ فِيهِنَّ وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ) اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفِ رَسَاۤئِلِ النُّورِ الْمَكْتُوبَةِ وَالْمَقْرُوئَةِ وَالْمُتَمَثِّلَةِ فِى الْهَوَاۤءِ اِلٰى يَوْمِ الْقِيَامِ، اٰمِينَ 1

Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim ve hizmet-i Kur’âniye ve imaniyede ihlâslı ve kuvvetli ve şanlı arkadaşlarım,

Cenâb-ı Hakka hadsiz şükür ve hamd ederim ki, İhtiyarlar Risalesindeki ümidimi ve Müdafaat Risalesindeki iddiamı sizinle tasdik ettirdi.

Evet, 2 ِللّٰهِ الْحَمْدُ بِعَدَدِ الذَّرَّاتِ مِنَ اْلاَزَلِ اِلىَ اْلاَبَدِ sizinle otuz bine mukabil gelen otuz Abdurrahman’ı, belki yüz otuz, belki bin yüz otuz Abdurrahman’ı Risaletü’n-Nur’a ihsan etti. Hem unutulmayan, her vakit yanımda bulunan kardeşlerim, Risale-i Nur’a sizin gibi pek ciddî sahip ve muhafız ve vâris ve hakikatbîn ve kıymetşinas zâtların benim yerimde benden daha kuvvetli, ihlâslı olarak vazife-i Kur’âniye ve imaniyede çalıştıklarını gördüğümden, kemâl-i ferah ve sürur ve itminan ve istirahat-i kalble ecelimi ve mevtimi ve kabrimi karşılıyorum, bekliyorum.

Ben, sizi yazılarınızda ve hatırımdan çıkmayan hidematınızda günde müteaddit defalar görüyorum. Ve size olan iştiyakımı tatmin ediyorum. Siz de bu biçare kardeşinizi risalelerde görüp sohbet edebilirsiniz. Ehl-i hakikatin sohbetine zaman, mekân mâni olmaz; mânevî radyo hükmünde biri şarkta, biri garpta, biri dünyada, biri berzahta olsa da rabıta-i Kur’âniye ve imaniye onları birbiriyle konuşturur.

Mâşaallah, bârekâllah “Kerâmât-ı Aleviye”nin Risaletü’n-Nur’a imzasını bu zamanda tam tasdik ettiren kerâmât-ı kalem-i Alevî (Ali) ve Kur’ân’a çok kıymettar hizmeti ve Mu’cizat-ı Ahmediyenin (a.s.m.) harika bir kerametini gözlere gösteren ve Kur’ân’ın altın bir anahtarı olan kalem-i Hüsrevî, değil yalnız bizleri, belki ruhânîleri ve melekleri de sevindiriyorlar.

Bu defa, elmas kalemli mübarekler tarafından bir sual var. Şimdilik cevap elimde değil. Eğer elime verilse, size gelir. Hergün hâtırımda bulunan Rüştü, Re’fet, Süleyman, B. M. ve H. K. ve Abdullah ve sair isimlerini beyan etmediğim kıymettar kardeşlerimle hususî konuşmadığımdan gücenmesinler. Çünkü hizmetinizin azameti ve ehemmiyeti ve muârızların kuvveti ve şeytaneti nispetinde ihtiyata ve dikkate mecburuz.

Hâfız Ali ile Hüsrev’in birbirleriyle ciddî bir mahviyet içinde kardeşlik irtibatları, Risale-i İhlâsın tam sırrına mazhar olduğunuzu bana ihsas etti, ümitlerimi fevkalâde kuvvetlendirdi.

Ben daha ziyade yazacaktım, fakat şimdi birisi postahaneye gitmek üzere olduğu için acele ettiğinden kısa kestim.
Duanıza muhtaç
س. ع.

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Yedi gökle yerin ve onların içindekilerin Onu tesbih ettiği ve her şeyin ancak Onu övüp tesbih ettiği” (İsrâ Sûresi, 17:44) Zât olan Allah’ın adıyla. Yazılan, okunan ve kıyamet gününe kadar havada temessül eden Nur risalelerinin harfleri adedince Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun.
2 : Ezelden ebede kadar bütün zerreler sayısınca Allah’a hamd olsun.
Sonraki Risale: ( 2 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aziz : izzetli, çok değerli, saygın
biçare : çaresiz
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
ecel : ölüm zamanı
ehl-i hakikat : doğru ve hak yolda olan kimseler
hadsiz : sayısız, sınırsız
hakikatbîn : hakikati gören, doğru görüşlü
hamd : övgü, teşekkür
hidemat : hizmetler
hizmet-i Kur’âniye ve imaniye : iman ve Kur’ân hizmeti
ihlâs : ibadet ve davranışlarda sadece Allah rızasını gözetme; samimiyet
ihsan etme : bağışlama, ikram etme, verme
İhtiyarlar Risalesi : ihtiyarlarlar ve ihtiyarlıkla ilgili çeşitli tahlillerin yapıldığı risale; Yirmi Altıncı Lem’a
istirahat-i kalb : kalben rahatlama
iştiyak : çok kuvvetli arzu ve istek
kemâl-i ferah : mükemmel bir rahatlık, huzur, neşe
kemâl-i itminan : tam ve mükemmel bir inanma, tatmin olma
kemâl-i sürur : mükemmel bir mutluluk, sevinç
kıymetşinas : kadir-kıymet bilen
mevt : ölüm
muhafız : koruma, bekçi
mukabil : karşılık
mübarek : hayırlı
Müdafaat Risalesi : Üstad Bediüzzaman ve Risale-i Nur talebelerinin çeşitli mahkemelere sundukları savunmaların yer aldığı risale
müteaddit : bir çok, çeşitli
risale : küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un bölümlerinden her birisi
Risaletü’n-Nur : Risale-i Nur’un diğer bir adı
sıddık : çok doğru ve bağlı
şükür : nimetlere karşı memnunluk gösterme, Allah’a teşekkür etme
tasdik : doğrulama, onaylama
vâris : mirasçı
azamet : büyüklük
bârekâllah : Allah hayırlı ve mübarek kılsın anlamında, beğenmeyi ifade etmek için kullanılan bir söz
berzah : kabir âleami
beyan : açıklama
ehemmiyet : değer, önem
fevkalâde : olağanüstü, çok güzel
garp : batı
hususî : özel
ihsas : hissettirme, hatırlatma
ihtiyat : önlem alma, tedbirli hareket etme
irtibat : bağ, ilişki
kalem-i Hüsrevî : Hüsrev Altınbaşak’ın hattı, yazısı
Kerâmât-ı Aleviye : Hz. Ali’nin kerametleri; Hz. Ali’nin (r.a.) Risale-i Nur hakkındaki kerametlerinin anlatıldığı risale; Sekizinci Şua
kerâmât-ı kalem-i Alevî : Hz. Ali’nin kaleminden ortaya çıkan kerametler
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görünen olağanüstü hâl ve fiil
kıymettar : kıymetli, değerli
mahviyet : tevazu, alçak gönüllülük
mâni : engel
mâşaallah : Allah dilemiş ve ne güzel yapmış ve Allah nazardan saklasın gibi anlamlara gelen ve beğenmeyi ifade etmek için kullanılan bir söz
mazhar olma : erişme, nail olma
Mu’cizât-ı Ahmediye : Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gösterdiği mu’cizelerin anlatıldığı risale; On Dokuzuncu Mektup
muârız : karşı çıkan, muhalif
mübarek : hayırlı
nispet : oran, ölçü
rabıta-i Kur’âniye ve imaniye : iman ve Kur’ân bağı
Risale-i İhlâs : İhlâs Risalesi; Yirmi Birinci Lem'a
Risaletü’n-Nur : Risale-i Nur’un diğer bir adı
ruhanî : ruhlar âlemine ait varlık
sair : diğer, başka
şark : doğu
şeytanet : şeytanlık
tasdik : doğrulama, onaylama
ziyade : çok
Yükleniyor...