Haricîlerin ve mülhidlerin tarafından gelen böyle fikirlerle Ehl-i Sünnet mahkûm olamaz. Belki Ehl-i Sünnet, Alevîlerden ziyade Hazret-i Ali’nin (r.a.) taraftarıdırlar. Bütün hutbelerinde, dualarında Hazret-i Ali’yi (r.a.) lâyık olduğu senâ ile zikrediyorlar. Hususan, ekseriyet-i mutlaka ile Ehl-i Sünnet ve Cemaat mezhebinde olan evliya ve asfiya, onu mürşid ve Şah-ı Velâyet biliyorlar. 1 Alevîler, hem Alevîlerin, hem Ehl-i Sünnetin adâvetine istihkak kesb eden Haricîleri ve mülhidleri bırakıp ehl-i hakka karşı cephe almamalıdırlar. Hattâ bir kısım Alevîler, Ehl-i Sünnetin inadına sünneti terk ediyorlar. Her ne ise, bu meselede fazla söyledik; çünkü ulemanın beyninde ziyade medar-ı bahs olmuştur.

Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat! Ve ey Âl-i Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden Alevîler! Çabuk bu mânâsız ve hakikatsiz, haksız, zararlı olan nizâı aranızdan kaldırınız. Yoksa, şimdiki kuvvetli bir surette hükmeyleyen zındıka cereyanı, birinizi diğeri aleyhinde âlet edip, ezmesinde istimal edecek. Bunu mağlûp ettikten sonra, o âleti de kıracak. Siz ehl-i tevhid olduğunuzdan, uhuvveti ve ittihadı emreden yüzer esaslı rabıta-i kudsiye mâbeyninizde varken, iftirakı iktiza eden cüz’î meseleleri bırakmak elzemdir.

İkinci Makam

فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللّٰهُ لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ 2

Âyetinin ikinci hakikatine dair olacak. HAŞİYE

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. İmam-ı Rabbânî, el-Mektûbât: 1:134 (251. Mektup).
2 : “Eğer senden yüz çevirecek olurlarsa de ki: Allah bana yeter. Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arşın Rabbi de Odur.” Tevbe Sûresi, 9:129.
HAŞİYE : Bu ikinci Makam, On Birinci Lem’a olarak telif edilmiştir.
« Önceki Sayfa  |
Önceki Risale: Üçüncü Lem'a / Sonraki Risale: Beşinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adâvet : düşmanlık
âlet : araç, vasıta
Alevî :
aleyhinde : karşısında
Âl-i Beyt : Hz. Peygamberin (a.s.m.) ev halkı
asfiya : Hz. Peygamberin yolundan giden ilim ve takvâ sahibi büyük zâtlar
âyet : Kur’ân’ın her bir cümlesi
cereyan : akım
cüz’î : ferdî, küçük
ehl-i hak : doğru ve hak yolda olan kimseler
Ehl-i Sünnet/Ehl-i Sünnet ve Cemaat :
ehl-i tevhid : Allah’ın birliğine inanan kimseler
ekseriyet-i mutlaka : büyük çoğunluk
elzem : çok gerekli
evliya : Allah dostları
hakikat : doğru gerçek
Hazret-i Ali :
hususan : özellikle
hutbe : İlâhi emirleri hatırlatan konuşma ve dualar
iftirak : ayrılık
iktiza eden : gerektiren
istihkak : hak etme
istimal etme : kullanma
ittihad : birlik, birleşme
ittihaz etme : kabullenme, edinme
kesb eden : kazanan
mâbeyn : iki şeyin arası
mağlûp etme : yenme
makam : derece, yer
medar-ı bahs : söz konusu
mezhep : dinde tutulan yol
mülhid : dinsiz, inkâr eden
mürşid : doğru yol gösteren
nizâ : anlaşmazlık, çekişme
rabıta-i kudsiye : mukaddes bağ
senâ : övgü
suret : şekil
sünnet : Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler
Şah-ı Velâyet : velilerin şahı; Hz. Ali
uhuvvet : kardeşlik
ulema : âlimler
zındık : dinsiz
zikir : anmak, hatırlatmak
Yükleniyor...