“Kardeşim, geçmiş sıkıntılı yüz günün, şimdi sürurlu yüz gün hükmündedir. Onları düşünüp şekvâ etme. Onlara bakıp şükret. Gelecek günler ise, madem daha gelmemişler; Rabbin olan Rahmânü’r-Rahîmin rahmetine itimad edip, dövülmeden ağlama, hiçten korkma, ademe vücut rengi verme. Bu saati düşün. Sendeki sabır kuvveti bu saate kâfi gelir. Divane bir kumandan gibi yapma ki, sol cenah düşman kuvveti onun sağ cenahına iltihak edip ona taze bir kuvvet olduğu halde, sol cenahındaki düşmanın sağ cenahı daha gelmediği vakitte, o tutar, merkez kuvvetini sağa sola dağıtıp, merkezi zayıf bırakıp, düşman ednâ bir kuvvetle merkezi harap eder.”

Dedim: “Kardeşim, sen bunun gibi yapma. Bütün kuvvetini bu saate karşı tahşid et. Rahmet-i İlâhiyeyi ve mükâfât-ı uhreviyeyi ve fâni ve kısa ömrünü uzun ve bâki bir surete çevirdiğini düşün. Bu acı şekvâ yerinde ferahlı bir şükret.” O da tamamıyla bir ferah alarak, “Elhamdü lillâh,” dedi, “hastalığım ondan bire indi.”

BEŞİNCİ NÜKTE

Üç Meseledir.

BİRİNCİ MESELE: Asıl musibet ve muzır musibet, dine gelen musibettir. Musibet-i diniyeden her vakit dergâh-ı İlâhiyeye iltica edip feryad etmek gerektir.1 Fakat dinî olmayan musibetler, hakikat noktasında musibet değildirler. Bir kısmı ihtar-ı Rahmânîdir. Nasıl ki çoban, gayrın tarlasına tecavüz eden koyunlarına taş atıp, onlar o taştan hissederler ki, zararlı işten kurtarmak için bir ihtardır, memnunâne dönerler.2

Öyle de, çok zâhirî musibetler var ki, İlâhî birer ihtar, birer ikazdır. Ve bir kısmı keffâretü’z-zünubdur.3 Ve bir kısmı, gafleti dağıtıp, beşerî olan aczini ve zaafını bildirerek bir nevi huzur vermektir. Musibetin hastalık olan nev’i, sabıkan geçtiği gibi, o kısım, musibet değil, belki bir iltifat-ı Rabbânîdir, bir tathirdir.4 Rivayette vardır ki, “Ermiş bir ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşüyor; sıtmanın titremesinden günahlar öyle dökülüyor.”5

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. Tirmizî, Deavât: 79; Nesâi, es-Sünenü’l-Kübrâ: 6:106.
2 : bk. Buhâri, Îman: 39, Büyû’: 2; Müslim, Müsâkât: 107; Ebu Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ: 1:11.
3 : bk. Tirmizî, Tefsîr-u Sûre: 4:24; Müsned, 2:303, 335, 402.
4 : bk. Müslim, Birr: 52; Ebû Dâvud, Cenâiz: 1; ed-Deylemî, el-Müsned: 1:123; el-Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru’l-Usûl: 1:286.
5 : Buharî, Merdâ: 3, 13, 16; Müslim, Birr: 45; İbni Mâce, Edeb: 56; Dârimî, Rikâk: 57; Müsned, 1:381, 441, 455, 3:152.
Önceki Risale: Birinci Lem'a / Sonraki Risale: Üçüncü Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acz : acizlik, güçsüzlük
bâki : kalıcı ve devamlı
beşerî : insanî
cenah : taraf
dergâh-ı İlâhiye : Allah’ın yüce katı
divane : akılsız, deli
ednâ : en aşağı
elhamdü lillâh : hamd ve şükür yalnızca Allah’a mahsustur
fâni : gelip geçici
gaflet : dikkatsizlik, umursamazlık; âhirete ve Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsızlık hâli
gayr : başka
hakikat : doğru gerçek
harap etme : yok etme
ihtar : uyarı
ihtar-ı Rahmânî : Allah’ın şefkât ve merhametle yaptığı uyarılar
ikaz : uyarı
İlâhî : Allah tarafından olan
iltica etmek : sığınmak
iltifat-ı Rabbânî : Allah’ın lütfu
iltihak etmek : katılmak
kâfi : yeterli
keffâretü’z-zünub : günahların bağışlanmasına vesile
memnunâne : memnun kalarak
musibet : belâ, büyük sıkıntı
musibet-i diniye : dine gelen belâ
muzır : zararlı
mükâfât-ı uhreviye : âhirete ait ödül
nevi : çeşit
nükte : derin ve ince anlamlı söz
Rahmet-i İlâhiye : Allah’ın herşeyi kuşatan sonsuz rahmeti
rivayet : bir sözü nakletme; Hadis-i Şerifin nakledilmesi
suret : şekil
şekvâ : şikâyet
tahşid etmek : desteklemek, odaklanmak
tathir : temizleme
zâhirî : görünürde
Yükleniyor...