Herkes her mertebede bu hakikati tamamıyla hissedemez. Çünkü gaflet, hissi iptal ediyor. Ve bu zamanda öyle bir derecede iptal-i his etmiş ki, bu elîm elemin acısını ehl-i medeniyet hissetmiyorlar.

Fakat hassasiyet-i ilmiyenin tezayüdüyle ve her günde otuz bin cenazeyi gösteren mevtin ikazatıyla o gaflet perdesi parçalanıyor. Ecnebîlerin tâğutlarıyla ve fünun-u tabiiyeleriyle dalâlete gidenlere ve onları körü körüne taklit edip ittibâ edenlere binler nefrin ve teessüfler!1

Ey bu vatan gençleri! Frenkleri taklide çalışmayınız. Âyâ, Avrupa’nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adâvetten sonra, hangi akılla onların sefahet ve bâtıl efkârlarına ittibâ edip emniyet ediyorsunuz? Yok, yok! Sefihâne taklit edenler, ittibâ değil, belki şuursuz olarak onların safına iltihak edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh olunuz ki, siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe, hamiyet dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü şu surette ittibâınız, milliyetinize karşı bir istihfaftır ve millete bir istihzâdır.

هَدٰينَا اللّٰهُ وَاِيَّاكُمْ اِلَى الصِّرَاطِ الْمُسْتَقِيمِ 2

ALTINCI NOTA

Ey kâfirlerin çokluklarından ve onların bazı hakaik-i imaniyenin inkârındaki ittifaklarından telâşa düşen ve itikadını bozan biçare insan! Bil ki, kıymet ve ehemmiyet, kemiyette ve adet çokluğunda değil. Çünkü, insan eğer insan olmazsa, şeytan bir hayvana inkılâp eder.

İnsan, bazı frenkler ve frenkmeşrepler gibi ihtirâsât-ı hayvâniyede terakki ettikçe, daha şiddetli bir hayvâniyet mertebesini alır. Sen görüyorsun ki, hayvânâtın kemiyet ve adet itibarıyla hadsiz bir çokluğu varken, ona nisbeten insan gayet az iken, umum envâ-ı hayvânat üstünde sultan ve halife ve hâkim olmuştur.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : bk. Âl-i İmran Sûresi, 3:100.
2 : Allah bizi de, sizi de sırat-ı müstakime eriştirsin.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Altıncı Lem'a / Sonraki Risale: On Sekizinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adâvet : düşmanlık
âgâh : uyanık, aklı başında
âyâ : acaba
bâtıl : hak olmayan
biçare : çaresiz
dalâlet : hak yoldan ayrılma, sapkınlık
ecnebî : yabancı
efkâr : fikirler, düşünceler
ehl-i medeniyet : dünyaya yalnız maddî zevk ve menfaatleri için bakanlar
elem : acı, keder
elîm : acı ve sıkıntı veren
emniyet etme : güvenme
envâ-ı hayvânat : hayvan türleri
Frenk : Avrupalı
frenkmeşrep : Avrupalıları taklit edenler
fünun-u tabiiye : tabiatın dış görünüşüyle ilgilenen ilim dalları
gaflet : Allah’ın emir ve yasaklarına duyarsız davranma hâli
hadsiz : sınırsız, sayısız
hakaik-i imaniye : iman hakikatleri
hâkim : hükmeden, idaresi altında tutan
halife : yeryüzünde Allah namına hareket eden insan
hamiyet : din ve vatan gibi mukaddes değerleri koruma gayreti
hassasiyet-i ilmiye : ilmî duyarlılık
hayvânât : hayvanlar
hayvâniyet : hayvanlık
ihtirâsât-ı hayvâniye : hayvanî istek ve arzularda aşırılıklar
ikazat : uyarılar
iltihak etmek : katılmak
inkılâp etmek : dönüşmek
iptal-i his : duyguyu etkisizleştirme, uyuşturma
istihfaf : hafife alma
istihzâ : alay etme
itikad : inanç
ittibâ etmek : tabi olmak, uymak
ittifak : anlaşma, birlik
kâfir : Allah'ı veya Allah’ın bildirdiği kesin olan bir şeyi inkâr eden kimse
kemiyet : sayı çokluğu
mevt : ölüm
nefrin : beddua
nisbeten : kıyasla, oranla
nota : bildiri
sefahet : zevk ve eğlenceye düşkünlük
sefihâne : zevk ve yasak şeylere düşkün olarak
suret : biçim, şekil
tâğut : ibadet edilen bâtıl şey, put
teessüf etme : üzülme, esef duyma
terakki etmek : ilerlemek, gelişmek
tezayüd : ziyadeleşme, artma
umum : bütün
zulüm : haksızlık
Yükleniyor...