Ve bilhassa o hadsiz milletlerin hadsiz efradından birtek ferdin âzâsı, cihazatı, duyguları o derece hassas bir mizanla birbiriyle münasebettar ve muvazenettedir ki, o tenasüp, o muvazene, bedâhet derecesinde bir Sâni-i Adl ve Hakîmi gösteriyor.

Ve bilhassa her ferd-i hayvânînin bedenindeki hüceyrâtın ve kan mecrâlarının ve kandaki küreyvâtın ve o küreyvattaki zerrelerin o derece ince ve hassas ve harika muvazeneleri var; bilbedâhe ispat eder ki, herşeyin dizgini elinde ve herşeyin anahtarı yanında ve birşey birşeye mâni olmuyor, umum eşyayı birtek şey gibi kolayca idare eden birtek Hâlık-ı Adl ve Hakîmin mizanıyla, kanunuyla, nizamıyla terbiye ve idare oluyor.

Haşrin Mahkeme-i Kübrâsında, mizan-ı âzam-ı adaletinde cin ve insin muvazene-i a’mâllerini istib’âd edip inanmayan, bu dünyada gözüyle gördüğü bu muvazene-i ekbere dikkat etse, elbette istib’âdı kalmaz.

Ey israflı, iktisatsız, ey zulümlü, adaletsiz, ey kirli, nezafetsiz, bedbaht insan! Bütün kâinatın ve bütün mevcudatın düstur-u hareketi olan iktisat ve nezafet ve adaleti yapmadığından, umum mevcudata muhalefetinle, mânen onların nefretlerine ve hiddetlerine mazhar oluyorsun. Neye dayanıyorsun ki, umum mevcudatı zulmünle, mizansızlığınla, israfınla, nezafetsizliğinle kızdırıyorsun?
Önceki Risale: Birinci Nükte / Sonraki Risale: Üçüncü Nükte
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

adalet-i tâmme : tam ve eksiksiz adalet
bedâhet : çok açık, âşikâr
bedbaht : talihsiz, bahtsız
beşer : insan
bilbedâhe : açık bir şekilde
bilhassa : özellikle
cihazat : organlar, cihazlar
cilve-i âzam : en büyük yansıma, görünme
düstur-u hareket : hareket etme kanunu, kuralı
eşya : varlıklar
ferd-i hayvânî : her bir hayvan
hiddet : öfke
hikmet-i âmme-i kâinat : bütün kâinatta geçerli olan hikmet
hüceyrât : hücrecikler
iktisat : tutumluluk, savurganlık yapmama
ins : insan, insanlar
israf : savurganlık
istib’âd : akıldan uzak görme
kâinat : evren
küreyvât : alyuvarlar ve akyuvarlar
mâni : engel
mazhar olmak : elde etmek, üzerine almak
mecrâ : akım yeri
mevcudat : varlıklar
mizan : ölçü, denge
mizan-ı âzam-ı adalet : büyük adalet terazisi
muhalefet : aykırı davranma, ters düşme
muvazenet/muvazene : denge, denklik
münasebettar : bağlantılı, ilgili
nezafet : temizlik
nizam : düzen
zulüm : haksızlık
Yükleniyor...