Ve şuur-u insanî vasıtasıyla keşfolunan yüzer fenlerden herbir fen, Hakem isminin, bir nevide bir cilvesini tarif ediyor.

Meselâ, tıp fenninden sual olsa, “Bu kâinat nedir?” Elbette diyecek ki: “Gayet muntazam ve mükemmel bir eczahane-i kübrâdır. İçinde herbir ilâç güzelce ihzar ve istif edilmiştir.”

Fenn-i kimyadan sorulsa, “Bu küre-i arz nedir?” Diyecek: “Gayet muntazam ve mükemmel bir kimyahanedir.”

Fenn-i makine diyecek: “Hiçbir kusuru olmayan, gayet mükemmel bir fabrikadır.”

Fenn-i ziraat diyecek: “Nihayet derecede mahsuldar, her nevi hububu vaktinde yetiştiren muntazam bir tarladır ve mükemmel bir bahçedir.”

Fenn-i ticaret diyecek: “Gayet muntazam bir sergi ve çok intizamlı bir pazar ve malları çok san’atlı bir dükkândır.”

Fenn-i iaşe diyecek: “Gayet muntazam, bütün erzâkın envâını câmi bir ambardır.”

Fenn-i rızık diyecek: “Yüz binler leziz taamlar beraber, kemâl-i intizamla içinde pişirilen bir matbah-ı Rabbânî ve bir kazan-ı Rahmânîdir.”

Fenn-i askeriye diyecek ki: “Arz bir ordugâhtır. Her bahar mevsiminde yeni taht-ı silâha alınmış ve zemin yüzünde çadırları kurulmuş dört yüz bin muhtelif milletler o orduda bulunduğu halde, ayrı ayrı erzakları, ayrı ayrı libasları, silâhları, ayrı ayrı talimatları, terhisatları, kemâl-i intizamla, hiçbirini unutmayarak ve şaşırmayarak, birtek Kumandan-ı Âzamın emriyle, kuvvetiyle, merhametiyle, hazinesiyle, gayet muntazam yapılıp idare ediliyor.”
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: İkinci Nükte / Sonraki Risale: Dördüncü Nükte
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem : dünya, evren
ambar : zahire ve kuru gıdaları koymaya yarayan büyük depo
arz : yeryüzü
câmi : içine alan
cilve : görünme, yansıma
dam : tavan
eczahane-i kübrâ : büyük eczane
envâ : türler
erzak : rızıklar, yenilecek ve içilecek şeyler
fen : bilim
fenn-i askeriye : askerlik bilimi
fenn-i elektrik : elektrik bilimi
fenn-i iaşe : geçim bilimi
fenn-i kimya : kimya bilimi
fenn-i makine : makine bilimi
fenn-i rızık : yiyecek ve içecek bilimi, aşçılık
fenn-i ticaret : ticaret bilimi
fenn-i ziraat : tarım bilimi
hadsiz : sınırsız, sayısız
hubub : tohum
ihzar etmek : hazırlamak
intizam : disiplin, düzen
intizamlı : düzenli, tertipli
istif etmek : düzgünce yerleştirmek
kâinat : evren
kazan-ı Rahmânî : Rahmanî kazan
kemâl-i intizam : mükemmel bir düzen
keşif : gizli birşeyi açığa çıkarma
kimyahane : kimya deneylerinin yapıldığı laboratuvar
Kumandan-ı Âzam : en büyük komutan, Allah
küre-i arz : yerküre, dünya
libas : elbise
mahsuldar : verimli
matbah-ı Rabbânî : Rabbanî mutfak
merhamet : acıma, şefkat
mizan : ölçü, denge
mizanlı : ölçülü
muhtelif : çeşitli
muhteşem : görkemli
muntazam : düzenli, tertipli
nevi : çeşit
nihayet : son
ordugâh : ordunun konakladığı yer
saray-ı kâinat : kâinat sarayı
semâvî : gökyüzünde olan
şuur-u insanî : insandaki bilinç
taam : yemek, yiyecek
taht-ı silâh : silâh altı, askerlik görevine alınma
talimat : eğitimler
terhisat : görevin sona ermesi
tezyin etmek : süslemek
tıp fenni : tıp bilimi
vasıtasıyla : aracılığıyla
zemin : yer
Yükleniyor...