اَلْبَابُ الْخَامِسُ

HAŞİYE-1 (فِى مَرَاتِبِ (حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ

وَهُوَ خَمْسُ نُكَتٍ

:اَلنُّكْتَةُ اْلاُولىٰ

فَهٰذَا الْكَلاَمُ دَوَاۤءٌ مُجَرَّبٌ لِمَرَضِ الْعَجْزِ الْبَشَرِىِّ وَسَقَمِ الْفَقْرِ اْلاِنْسَانِىِّ

HAŞİYE-2 (حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ)

AÇIKLAMA

BEŞİNCİ BAB

حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ Mertebelerine Dair HAŞİYE-1 Beş Nüktedir.

Birinci Nükte

Bu söz, insanlığın acizlik hastalığına ve insanın fakirlik illetine iyi gelen bir ilâçtır. Allah bize yeter; O ne güzel vekildir. HAŞİYE-2

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE-1 : Ben on üç sene evvel yüksek bir yer olan Yûşa tepesinden dünyaya baktım, birbiri içindeki mevcudat tabakatına ve mehasinine herkes gibi meftun idim. Âdeta şedit bir muhabbetle alakadar idim. Halbuki, pek zahir bir surette fena ve zevalde yuvarlanmalarını aklen müşahade ettim. Dehşetli bir elem ve firak; belki hadsiz firaklardan gelen bir zulmet hissettim. Birden “Hasbünallahi ve ni’me’l-vekîl” ayeti otuz üç mertebesi ile imdadıma yetişti. Ben de gelecek tarzda remizli okurdum. Mağrip ve yatsı ortasında devam ettiğim yedi cümle-i mübarekenin herbirisi birer lem’a olarak Otuz Birinci Mektup’un Lemeât’ına girecekti. Beş cümlesi girdi, bu ikisi kalmıştı. Bunun için Dördüncü, Beşinci Lem’alar’ın yerleri açık kalmıştı. Biri, “Hasbünallahi ve ni’me’l-vekîl” diğeri, “Lâ havle velâ kuvvete illâ billahi’l-aliyyi’l-azîm”in meratibine dair olacaktı. Bu iki mübarek kelamın meratibi ilimden ziyade fikir ve zikir olduğundan Beşinci Bab olarak Arabî zikredildi.
HAŞİYE-2 : Bir zaman bu cümle-i mübarekenin çok envarını ve makamatını gördüm. Beni çok müthiş zulümattan ve vartalardan kurtardı. Ben o ahval ve makamata işaret için gayet muhtasar birer fıkra, bazan birer kelimesiyle kendi tahatturum için işaretler koymuştum. O baştaki fıkra ise herkes gibi benim de bir mahbubum olan koca dünyanın zevalini ve fenasını ve içindeki zihayatın ölmesini düşündüğümden çok elim ve derin dertlerime merhem olarak “Hasbünallahi ve ni’me’l-vekîl” buldum. Baştaki cümleler bu sırra göre gidiyor.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Dördüncü Bab / Sonraki Risale: Altıncı Bab
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahval : haller, durumlar
alâkadar : ilgili
Arabî : Arapça
bab : kısım, bölüm
cümle-i mübareke : bereketli, hayırlı cümle
dehşetli : korkunç
elem : acı, keder
elim : acı ve sıkıntı veren
envar : nurlar
evvel : önce
fena : gelip geçicilik
fıkra : bölüm, kısım
fikir ve zikir : Allah’ı tefekkür etme ve anma
firak : ayrılık
hadsiz : sonsuz
Hasbünallahi ve ni'me'l-vekîl : Allah bize yeter; O ne güzel vekildir
kelâm : ifade, söz
lem'a : parıltı
mağrip : akşam
mahbub : sevgili
makamat : makamlar, dereceler
meftun : düşkün, tutkun
mehasin : güzellikler
meratib : mertebeler
mevcudat : varlıklar
muhabbet : sevgi
muhtasar : kısa
mübarek : bereketli, hayırlı
müşahede etmek : görmek, gözlemlemek
müthiş : dehşet veren, korkutan
remizli : işaretli
surette : şekilde
şedit : çok şiddetli
tabakat : tabakalar, dereceler
tahattur : hatırlama
varta : tehlike
zahir : açık, âşikar
zeval : kaybolma, geçip gitme
zihayat : canlı, hayat sahibi
zikredilmek : belirtilmek, anlatılmak
ziyade : çok
zulmet : karanlık
zulümat : karanlıklar
Yükleniyor...