“Nur Yolcusu” insanlığa örnek olacaktır.
Kudsî heyecanlarla, gönüller dolacaktır.

Mefkûresi, günden güne erdikçe kemâle;
Gark olmada iç âlemi, en tatlı visâle.

Coştukça denizler gibi kalbindeki iman;
Bin ders-i hakikat veriyor ruhuna Kur’ân.

Âzâdedir İslâmı saran tehlikelerden;
Dâvâsı temiz çünkü siyasî lekelerden.

Her hamlesinin kuvve-i kudsiyesi vardır;
Vicdanları mesteyleyen ulvî sesi vardır.

Aşkın ezelî sırrına erdikçe gönüller;
Yer yer donatır ufkunu sevda dolu renkler.

Bir ülkeyi baştan başa fetheyledin ey Nûr!
Nurun olacaktır, bütün insanlığa düstur.

Kur’ân seni te’yid ediyor mu’cizelerle;
Ey şanlı gönül fâtihi hiç durmadan ilerle!

Târih-i hayatın doludur hârikalarla;
Hiç sönmeden âlemde güneşler gibi parla!

Manzûme-i şemsiyeyi temsil ediyorsun;
Heybetli fezâlarda hız almış gidiyorsun!

İmanlı nesiller, seni tâkip edecektir;
Yıllarca, asırlarca peşinden gidecektir.

Tarihi aşarken sen o iman dolu hızla,
Milyonları aşmış bütün evlâdlarınızla;

Birden açılır ruhuma esrarlı bir âlem,
Vasfeyleyemez aşkımı, şi’rimdeki nâlem...

Ali Ulvi Kurucu
Önceki Risale: Hakikat Işıkları
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem : dünya, kâinat
asır : yüzyıl
âzâde : hür, serbest
ders-i hakikat : hakikat dersi
düstur : kural, prensip
esrar : sırlar, gizemler
ezelî : varlığının başlangıcı olmayan
fâtih : fetheden, açan
fezâ : uzay
gark olma : dalma
heybet : saygıyla beraber korku duygusunu uyandıran hâl, haşmet
kemâl : mükemmellik, kusursuzluk
kudsî : her türlü kusur ve noksandan uzak, mukaddes
kuvve-i kudsiye : kutsal duygu; iman ve Kur’ân hakikatlerini gayet ince ve derin bir kavrayışla anlayabilme kuvveti
manzûme-i şemsiye : güneş sistemi
mefkûre : düşünce
mesteyleyen : kendinden geçiren
mu’cize : Allah’ın izniyle peygamberler tarafından ortaya konulup bir benzerini yapmakta başkalarını aciz ve hayrette bırakan olağanüstü hâl ve fiil ve eser
nâlem : feryat, figan
nesil : soy, kuşak
siyasî : siyasetle ilgili
şi’r : şiir
târih-i hayat : hayat tarihi
te’yid : kuvvetlendirme
temsil : birinin veya bir topluluğun adına davranma
ulvî : yüce, büyük
vasfeyleyememe : anlatarak tarif edememe, özelliklerini tarif etmekten aciz olma
vicdan : insanın içinde bulunan ve iyiyi kötüden ayırabilen his
visal : kavuşma
Yükleniyor...