On Beşinci Mektup
2 وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ1 بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
Aziz kardeşim; senin birinci sualin ki, “Sahabeler nazar-ı velâyetle müfsitleri neden keşfedemediler? Tâ, Hulefâ-yı Râşidînin üçünün şehadetini netice verdi. Halbuki, küçük Sahabelere, büyük velîlerden daha büyük deniliyor.”

Elcevap: Bunda iki makam var.

Birinci Makam

Dakik bir sırr-ı velâyetin beyanıyla sual halledilir. Şöyle ki:

Sahabelerin velâyeti, velâyet-i kübrâ denilen, veraset-i nübüvvetten gelen, berzah tarikine uğramayarak, doğrudan doğruya zâhirden hakikate geçip akrebiyet-i İlâhiyenin inkişafına bakan bir velâyettir ki, o velâyet yolu, gayet kısa olduğu halde gayet yüksektir. Harikaları az, fakat meziyâtı çoktur. Keşif ve keramet orada az görünür.

Hem evliyanın kerametleri ise, ekserisi ihtiyarî değil. Ummadığı yerden, ikram-ı İlâhî olarak bir harika ondan zuhur eder. Bu keşif ve kerametlerin ekserisi de, seyr ü sülûk zamanında tarîkat berzahından geçtikleri vakit, âdi beşeriyetten bir derece tecerrüd ettiklerinden, hilâf-ı âdet hâlâta mazhar olurlar.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
2 : “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Dördüncü Mektup / Sonraki Risale: On Altıncı Mektup
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âdi : sıradan, basit
akrebiyet-i İlâhiye : Allah’ın kula olan yakınlığı
aziz : izzetli, çok değerli, saygın
berzah tariki : tarikat berzahı; tarikat geçidi, aralığı
berzah : geçit, aralık, perde
beşeriyet : insanlık
beyan : açıklama
dakik : ince, derin
ekser : çoğunluk
evliya : velîler, Allah dostları
hakikat : gerçek, asıl, esas
hâlât : haller, durumlar
hilâf-ı âdet : âdete aykırı, kural dışı
Hulefâ-yı Râşidîn : dört büyük halife; Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali
ihtiyarî : kendi isteğiyle tercih etme
ikram-ı İlâhî : Allah’ın ikramı, bağışı
inkişaf : ortaya çıkma, açılma
keramet : Allah’ın bir ikramı olarak, Onun sevgili kullarında görülen olağanüstü hal ve hareketler
keşif : mânevî âlemlerde bazı olayları ve hakikatleri kalp gözüyle görme
makam : derece, mevki
mazhar : nail olma, kavuşma
meziyât : meziyetler, üstün özellikler
müfsit : fesatçı, bozguncu
nazar-ı velâyet : velîlik bakışı
Sahabe : Hz. Peygamberi (a.s.m.) dünya gözüyle gören ve onun yolundan giden Müslümanlar
seyr ü sülûk : İlâhî hakikatlere ulaşmak için bir rehberin öncülüğünde çıkılan mânevî yolculuk
sırr-ı velâyet : velîlik sırrı
şehadet : şehitlik, Allah yolunda hayatını feda etme
tarîkat : mânevî ilerlemeye götüren yol
tecerrüd : soyutlanma, sıyrılma
velâyet : velîlik
velâyet-i kübrâ : en büyük velîlik
velî : Allah dostu
veraset-i nübüvvet : peygamberin vârisliği
zâhir : dış görünüş
zuhur : ortaya çıkma
Yükleniyor...