Hem bunlar gibi, Selmânü’l-Farisî, o da evvel Nasrânî idi. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın evsâfını gördükten sonra onu arıyordu. 1

Hem Temim namında mühim bir âlim, hem meşhur Habeş Reisi Necâşî, hem Habeş Nasârâsı, hem Necran papazları, bütün müttefikan haber veriyorlar ki: “Biz evsâf-ı Nebeviyeyi kitaplarımızda gördük, onun için imana geldik.” 2

Üçüncü hüccet: İşte, bir nümune olarak Tevrat, İncil, Zebur’un, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâma ait âyetlerinin birkaç nümunesini göstereceğiz.

Birincisi: Zebur’da şöyle bir âyet var:

اَللّٰهُمَّ ابْعَثْ لَنَا مُقِيمَ السُّنَّةِ بَعْدَ الْفَتْرَةِ 3

“Mukîmü’s-Sünne” ise, ism-i Ahmedîdir.

İncil’in âyeti:

قاَلَ الْمَسِيحُ اِنِّى ذَاهِبٌ اِلٰى اَبِى وَاَبِيكُمْ لِيَبْعَثَ لَكُمُ الْفاَرَقْلِيطَا

Yani, “Ben gidiyorum, tâ size Faraklit gelsin.” Yani, Ahmed gelsin. 4

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : el-Askalânî, Fethü’l-Bârî, 7:222; Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve: 2:82; İbni Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 2:310-316; Müsned, 5:437; İbni Hişâm, Sîretü’n-Nebî, 1:233; Ebû Nuaym, Delâilü’n-Nübüvve, no. 213; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:604; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:364; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:670; Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 144; Ebû Nuaym, Delâilü’n-Nübüvve, 1:258-264.
2 : Müsned, 1:461; Ebû Dâvud, Cenâiz: 58; Kadı Iyâz, eş-Şifâ, 1:364; Ali el-Kari, Şerhu’ş-Şifâ, 1:744-746; Hüseyn-i Cisrî, Risâle-i Hamidiye (Türkçe tercümesi); 1:240 Yusuf Nebhânî, Hüccetüllah ale’l-Âlemîn, 163.
3 : “Allahım! Fetretten sonra bize Sünneti ihyâ edecek olan zâtı gönder.” Yusuf Nebhânî, Hüccetullah ale’l-Âlemîn, 104, 115.
4 : Halebî, es-Sîretü’l-Halebiye, 1:352; Hüseyn-i Cisrî, Risâle-i Hamidiye (Türkçe tercümesi), 1:250; Kastalânî, el-Mevâhibü’l-Ledünniye, 6:201.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On Beşinci İşaret / Sonraki Risale: On Yedinci İşaret
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Benî İsmail : İsmailoğulları
Benî İsrail : İsrailoğulları, Yahudiler
el-Münhamennâ : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) “muhammed” mânâsında Tevrat’taki ismi
fevkinde : üstünde
hasûd : çok kıskanç
Himyâtâ : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) “muhammed” mânâsında Tevrat’taki ismi
huşû : korku ile karışık sevgi ve saygıdan gelen edepli hâl
ihtar : hatırlatma, ikaz
Müşeffah : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) “muhammed” mânâsında Tevrat’taki ismi
sarih : açık
suret : biçim, şekil
tahrif etmek : bozmak, değiştirmek
umum : bütün, genel
vahy : Allah tarafından bir peygambere bildirilen emirler ve ona ilham olunan şeyler
veled : evlat, çocuk
Yükleniyor...