Bu parça altın ve elmasla yazılsa liyakati var.

Evet, sabıkan bahsi geçmiş:

Avucunda küçük taşların zikir Allah’ı anma ve tesbih etmesi, 1 وَماَ رَمَيْتَ اِذْ رَمَيْتَ sırrıyla, aynı avucunda, küçücük taş ve toprak, düşmana top ve gülle hükmünde, onları inhizâma sevk etmesi, 2 وَانْشَقَّ الْقَمَرُ nassı ile, aynı avucunun parmağıyla kameri iki parça etmesi, ve aynı el, çeşme gibi on parmağından suyun akması ve bir orduya içirmesi, ve aynı el, hastalara ve yaralılara şifa olması, elbette o mübarek el, ne kadar harika bir mu’cize-i kudret-i İlâhiye olduğunu gösterir.

Güya sanki, ahbap içinde o elin avucu küçük bir zikirhane-i Sübhânîdir ki, küçücük taşlar dahi içine girse zikir ve tesbih ederler. Ve a’dâya karşı küçücük bir cephane-i Rabbânîdir ki, içine taş ve toprak girse, gülle ve bomba olur. Ve yaralılar ve hastalara karşı küçücük bir eczahane-i Rahmânîdir ki, hangi derde temas etse, derman olur. Ve celâl ile kalktığı vakit, kameri parçalayıp, Kàb-ı Kavseyn şeklini verir. Ve cemâl ile döndüğü vakit, âb-ı kevser akıtan on musluklu bir çeşme-i rahmet hükmüne girer. Acaba böyle bir zâtın birtek eli böyle acip mu’cizâta mazhar ve medar olsa, o zâtın, Hâlık-ı Kâinat yanında ne kadar makbul olduğu ve dâvâsında ne kadar sadık bulunduğu ve o el ile biat edenler ne kadar bahtiyar olacakları, bedâhet derecesinde anlaşılmaz mı?

 

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “(Ey Muhammed) attığın zaman da sen atmadın…” Enfal Sûresi, 8;17.
2 : “Ay yarıldı.” Kamer Sûresi, 54:1.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: On İkinci İşaret / Sonraki Risale: On Dördüncü İşaret
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

a’dâ : düşmanlar
âb-ı Kevser : Cennetteki Kevser Irmağının suyu
acip : hayrette bırakıcı, hayranlık verici
ahbap : dostlar, sevgililer
bahtiyar : talihli, mutlu
bedâhet : açıklık, aşikâr olma
biat : bağlılık yemini
celâl : heybet, haşmet
cemâl : güzellik
cephane-i Rabbânî : Rab olan Allah'a ait cephane
çeşme-i rahmet : rahmet çeşmesi
dâvâ : iddia
eczahane-i Rahmânî : merhamet ve şefkat sahibi olan Allah'ın ecza hanesi
Güya : sanki
Hâlık-ı Kâinat : evreni ve bütün varlıkları yaratan Allah
inhizâm : Basılıp ezilme
Kàb-ı Kavseyn : Cenab-ı Hakka en yakın olan makam; Peygamberimiz Miraçta bu makamda bizzat Allah'la görüşmüştür
kamer : ay
liyakat : lâyık olma
makbul : kabul görmüş, değer ve itibar sahibi
mazhar : ayna, görünme yeri
medar : kaynak, dayanak
mu’cizât : mucizeler; Allah’ın izniyle peygamberler tarafından ortaya konulup bir benzerini yapmakta başkalarını aciz ve hayrette bırakan
mu’cize-i kudret-i İlâhiye : Allah'ın sonsuz kudretiyle bir mucize eseri olarak yarattığı şey
mübarek : hayırlı, uğurlu
nass : Kurân’ın metni, ibaresi, Kur'-ân'ın açık ve kesin hükmü
sabıkan : daha Önceden
zikir : Allah'ı anma
zikirhane-i Sübhânî : Her türlü eksiklikten uzak olan Allah'ın anıldığı mekân
Yükleniyor...