Hem sırr-ı temsil merdiveniyle, en yüksek hakaike kolaylıkla yetiştirildi. Hem sırr-ı temsil penceresiyle, hakaik-i gaybiyeye, esâsât-ı İslâmiyeye, şuhuda yakın bir yakîn-i imaniye hâsıl oldu.

Akıl ile beraber vehim ve hayal, hattâ nefis ve hevâ teslime mecbur olduğu gibi, şeytan dahi teslim-i silâha mecbur oldu.

Elhasıl, yazılarımda ne kadar güzellik ve tesir bulunsa, ancak temsilât-ı Kur’âniyenin lemeâtındandır. Benim hissem, yalnız şiddet-i ihtiyacımla taleptir ve gayet aczimle tazarruumdur. Dert benimdir, devâ Kur’ân’ındır.
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

elhasıl : özetle
esâsât-ı İslâmiye : İslâm’ın esasları, şartları
gayet : çok
hakaik-i gaybiye : bilinmeyen ve görünmeyen âlemlere ait gerçekler, esaslar
hevâ : gelip gecici arzu ve istekler
lemeât : parıltılar
nefis : insanı daima kötülüğe, yasak zevk ve isteklere sevkeden duygu
sırr-ı temsil : kıyaslama tarzında benzetme sırrı
şiddet-i ihtiyaç : şiddetli ihtiyaç
şuhud : görme, şahid olma
tazarru : dua, yakarış
temsilât-ı Kur’âniye : Kur’ân’ın verdiği temsiller, misaller
teslim-i silâh : silâhın teslim edilmesi, mücadeleden vazgeçme
vehim : kuruntu
yakîn-i imanîye : gözle görür derecesinde kesin iman
Yükleniyor...