Yirminci Mektubun Birinci Makamı

Şu kelâm-ı tevhidînin on bir kelimesinin herbirinde birer müjde var. Ve o müjdede birer şifa ve o şifada birer lezzet-i mâneviye bulunur.

BİRİNCİ KELİME

لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللّٰهُ da şöyle bir müjde var ki:

Hadsiz hâcâta müptelâ, nihayetsiz a’dânın hücumuna hedef olan ruh-u insanî şu kelimede öyle bir nokta-i istimdad bulur ki, bütün hâcâtını temin edecek bir hazine-i rahmet kapısını ona açar. Ve öyle bir nokta-i istinad bulur ki, bütün a’dâsının şerrinden emin edecek bir kudret-i mutlakanın sahibi olan kendi Mâbudunu ve Hâlıkını bildirir ve tanıttırır, sahibini gösterir, mâliki kim olduğunu irâe eder. Ve o irâe ile, kalbi vahşet-i mutlakadan ve ruhu hüzn-ü elîmden kurtarıp, ebedî bir ferahı, daimî bir süruru temin eder.

İKİNCİ KELİME

وَحْدَهُ Şu kelimede şifalı,saadetli bir müjde vardır. Şöyle ki:

Kâinatın ekser envâıyla alâkadar ve o alâkadarlık yüzünden perişan ve keşmekeş içinde boğulmak derecesine gelen ruh-u beşer ve kalb-i insan, وَحْدَهُ kelimesinde bir melce, bir halâskâr bulur ki, onu bütün o keşmekeşten, o perişaniyetten kurtarır. Yani, وَحْدَهُ mânen der:

Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara tezellül edip minnet çekme. Onlara temelluk edip boyun eğme. Onların arkasına düşüp zahmet çekme. Onlardan korkup titreme. Çünkü Sultan-ı Kâinat birdir. Herşeyin anahtarı Onun yanında, herşeyin dizgini Onun elindedir. Herşey Onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlubunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

a’dâ : düşmanlar
alâkadar : alâkalı, ilgili
ebedî : sonsuz
ekser : pek çok
emin : güven, korkusuzluk
envâ : türler
hâcât : ihtiyaçlar
hadsiz : sonsuz
halâskâr : kurtarıcı
Hâlık : yaratıcı; her şeyi yaratan Allah
hazine-i rahmet : rahmet hazinesi
hüzn-ü elîm : acı verici hüzün, üzüntü
irâe etmek : göstermek
kâinat : evren, yaratılmış her şey
kalb-i insan : insan kalbi
kelâm-ı tevhidî : tevhide ait söz; her şeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bildiren söz
keşmekeş : karışıklık, kargaşa
kudret-i mutlaka : sınırsız güç
lezzet-i mâneviye : mânevî lezzet
Mâbud : Kendisine kulluk edilen, Allah
mâlik : sahip
melce : sığınak
müptelâ : bağımlı, düşkün
nihayetsiz : sonsuz
nokta-i istimdad : medet noktası; yardım alınan nokta
nokta-i istinad : dayanak noktası
ruh-u beşer : insan ruhu
ruh-u insanî : insan ruhu
saadetli : mutluluk verici
Sultan-ı Kâinat : Kâinatın Sultanı, Allah
sürur : sevinç
şer : kötülük
temelluk : dalkavukluk
tezellül : alçalma, kendisini küçük düşürme
vahşet-i mutlaka : tam bir yalnızlık ve ürküntü hali
Yükleniyor...