Sual: Ne diyorsun? Şu senâ ettiğin hürriyet hakkında denilmiştir:
1
Cevap: O bîçare şair, hürriyeti bolşevizm mesleği ve ibâha mezhebi zannetmiş. Hâşâ! Belki insana karşı hürriyet, Allah’a karşı ubudiyeti intaç eder. Hem de çok adamlar görmüşüm, Sultan Abdülhamid’e Ahrardan ziyade hücum ederdi ve derdi: “Hürriyeti ve Kanun-u Esâsîyi otuz sene evvel kabul ettiği için fenadır.”
İşte, yahu, Sultan Abdülhamid’in mecbur olduğu istibdadını hürriyet zanneden ve Kanun-u Esasînin müsemmâsız isminden ürken adamın sözünde ne kıymet olur? Hem de, yirmi senelik İslâmiyetin bir fedaisi de demiştir: 2
Sual: Nasıl hürriyet imanın hassasıdır?
Cevap: Zira, rabıta-i iman ile Sultan-ı Kâinata hizmetkâr olan adam, başkasına tezellül ile tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye o adamın izzet ve şehamet-i imaniyesi bırakmadığı gibi; başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüz etmeyi dahi, o adamın şefkat-i imaniyesi bırakmaz. Evet, bir padişahın doğru bir hizmetkârı, bir çobanın tahakkümüne tezellül etmez. Bir bîçareye tahakküme dahi o hizmetkâr tenezzül etmez. Demek iman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte Asr-ı Saadet...
Sual: Bir büyük adama ve bir veliye ve bir şeyhe ve bir büyük âlime karşı nasıl hür olacağız? Onlar, meziyetleri için bize tahakküm etmek haklarıdır. Biz onların ve faziletlerinin esiriyiz.
Cevap: Velâyetin, şeyhliğin, büyüklüğün şe’ni tevazu ve mahviyettir, tekebbür ve tahakküm değildir. Demek, tekebbür eden sabiyy-i müteşeyyihtir. Siz de büyük tanımayınız.
1
حُرِّيَّةٌ حَرِّيَّةٌ بِالنَّارِ ِلاَنَّهَا تَخْتَصُّ بِالْكُفَّارِ
Cevap: O bîçare şair, hürriyeti bolşevizm mesleği ve ibâha mezhebi zannetmiş. Hâşâ! Belki insana karşı hürriyet, Allah’a karşı ubudiyeti intaç eder. Hem de çok adamlar görmüşüm, Sultan Abdülhamid’e Ahrardan ziyade hücum ederdi ve derdi: “Hürriyeti ve Kanun-u Esâsîyi otuz sene evvel kabul ettiği için fenadır.”
İşte, yahu, Sultan Abdülhamid’in mecbur olduğu istibdadını hürriyet zanneden ve Kanun-u Esasînin müsemmâsız isminden ürken adamın sözünde ne kıymet olur? Hem de, yirmi senelik İslâmiyetin bir fedaisi de demiştir: 2
حُرِّيَّةٌ عَطِيَّةُ الرَّحْمٰنِ اِذْ انَّهَا خَاصِّيَّةُ اْلاِيمَانِ
(Güzel târif.)Sual: Nasıl hürriyet imanın hassasıdır?
Cevap: Zira, rabıta-i iman ile Sultan-ı Kâinata hizmetkâr olan adam, başkasına tezellül ile tenezzül etmeye ve başkasının tahakküm ve istibdadı altına girmeye o adamın izzet ve şehamet-i imaniyesi bırakmadığı gibi; başkasının hürriyet ve hukukuna tecavüz etmeyi dahi, o adamın şefkat-i imaniyesi bırakmaz. Evet, bir padişahın doğru bir hizmetkârı, bir çobanın tahakkümüne tezellül etmez. Bir bîçareye tahakküme dahi o hizmetkâr tenezzül etmez. Demek iman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte Asr-ı Saadet...
Sual: Bir büyük adama ve bir veliye ve bir şeyhe ve bir büyük âlime karşı nasıl hür olacağız? Onlar, meziyetleri için bize tahakküm etmek haklarıdır. Biz onların ve faziletlerinin esiriyiz.
Cevap: Velâyetin, şeyhliğin, büyüklüğün şe’ni tevazu ve mahviyettir, tekebbür ve tahakküm değildir. Demek, tekebbür eden sabiyy-i müteşeyyihtir. Siz de büyük tanımayınız.
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : Hürriyet, ateşe lâyıktır, çünkü o ancak kâfirlere hastır.
2 : Hürriyet Rahmân’ın ihsânıdır, zira o imanın bir hassası ve seçkin bir özelliğidir.
2 : Hürriyet Rahmân’ın ihsânıdır, zira o imanın bir hassası ve seçkin bir özelliğidir.
Bölümler
- İfade-i Meram Ve Uzunca Bir Mazeret
- Sualler Ve Cevaplar
- Dine Zarar Olmasın, Ne Olursa Olsun?
- Nasıl İyilikten Fenalık Gelir?
- Hürriyeti Bize Çok Fena Tefsir Etmişler.
- Gayr-ı Müslimlerle Nasıl Müsavi Olacağız?
- Gayr-ı Müslimin Askerliği Nasıl Caiz Olur?
- İfrat Ediyorsun, Hayali Hakikat Gösteriyorsun!
- Ermeni Milleti Sizden Daha Cesur Olabilir Mi?
- Her Şeyden Evvel Bize Lâzım Olan Nedir?
- İttihad-ı İslâmdan Bahsedersin, Tarif Et?
- Maksadını Müphem Bırakma, Ne İstersin?
- Zindan-ı Atâlete Düştüğümüzün Sebebi Nedir?