Evet, böyle yüzer mâsumların makbul amelleri ve reddedilmez duaları sair kardeşlerimin defterlerine geçmesi misilli, benim gibi günahkârın sahife-i a’mâline dahi girmesi, binler sürur ve sevinç verebilir. Böyle karanlık bir zamanda, bu ağır şerait altında böyle mâsumâne ve kahramanâne çalışmak için, biz, hem o mâsumları, hem o ümmîleri ve hem onların muallimlerini, hem peder ve validelerini, hem köylülerini, hem Anadolu’yu, hem memleketlerini tebrik ederiz.

O mübarek mâsumların ve ümmîlerin herbirisine birer hususî teşekkür ve tebriknâme yazmak elimden gelseydi yazacaktım.
Said Nursî
• • •
Emin ve Feyzi’nin Ispartalı kardeşlerine gönderilmiş bir fıkrasıdır.
Isparta’da bulunan kardeşlerimize; Lâtif bir rüyanın kadere ait bir meseleyi, şuhud derecesinde bize kanaat verdiği gibi, o lâtif rüyanın ikinci parçası bizlere mânevî bir müjde ve beşaret verdiği cihetle, siz kardeşlerimize beyan ediyoruz. Şöyle ki:

Üstadımız rüyada görüyor ki: Ben -yani Feyzi ile- beraber gezmeye çıkıyoruz. Giderken, birden Üstadımıza söylüyorum ki: “Burada ben ayının tesbihini toplayacağım.” Üstadımız da bakıyor ki, beyaz ipler gibi dolaşmış bir şey görüyor. Bu acip güldürecek sözümden ve ayıya tesbih isnat etmek vaziyetimden çok şiddetli gülerek uyanmış. Uyandıktan sonra da gülmüş. Akşama kadar hiç görülmemiş bir tarzda, yirmi-otuz defa o hâdisat-ı nevmiyeyi gülerek benimle mülâtefe etti. Münasebet olmayan bazı şeylerle tâbire çalıştıksa da münasebet tutmadı.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Sekizinci Lem'a
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acip : hayrette bırakıcı, hayranlık verici
azîm : çok büyük
beşaret : müjde
beyan : açıklama, izah
cihet : yön, taraf
cüz : kısım, parça
hâdise-i nevmiye : rüya olayı
hasenat : güzellikler, iyilikler
idame : devam ettirme
isnat : dayandırma
istikbal : gelecek
kader : Allah’ın meydana gelecek hadiseleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, plânlaması
kahramanâne : kahramanca
lâtif : ince, güzel, hoş
makbul : kabul gören, geçerli
mâsumâne : suçsuz, günahsız, temiz bir şekilde
mes’udâne : mutlu bir şekilde
mesrurâne : sevinçli bir şekilde
misilli : gibi
muallim : öğretmen, öğretici
mukadderât : gelecek, istikbal; Allah tarafından takdir olunmuş işler, başa gelecek olaylar, kader
mülâtefe : karşılıklı lâtifede bulunma, espiri yapma
münasebet : ilgi, bağlantı
sair : diğer, başka
şakirt : talebe, öğrenci
şerâit : şartlar
şuhud : görme
tâbir : yorum
valide : anne
yekûn : bütün, toplam
Yükleniyor...