Sadakatte meşhur olan Barlalı Süleyman’ın vazife-i sadakatini tamamıyla yapan Isparta Süleyman’ı Rüşdü’nün bir fıkrasıdır.
Aziz Üstadım; Kardeşlerimin Yirmi Yedinci Mektuba giren fıkralarını, kendi fikrime ve hissiyatıma muvafık bulduğumdan, onlar bu nokta-i nazardan kendi fıkralarımdır diye başka fıkra yazmaya lüzum görmedim. Fakat bu âhirlerde Risale-i Nur’un kerametine temas eden bazı hadiseler benimle de münasebettar olarak vücuda geldiğinden, ondan bir ihtar hükmünde idi ki, onlar münasebetiyle, benim de bir hususî fıkram kardeşlerimin hususî fıkraları içine girsin diye, o hadiselerden bazı lâtif tevafukatı ve bazı rüya-yı sadıkayı ve birkaç hadiseyi yazıyorum.

Bu rüyalar, birbirine yakın ve birkaç gün zarfında görülmüş ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm içinde bulunduğu cihetle, rüya-yı sadıkadır. Çünkü, hadisçe sabittir ki, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm görülen rüyada, şeytan o rüyaya karışamıyor. Bu rüya-yı sadıkadan herbiri, gerçi rüyadır, delil ve hüccet olamaz; fakat herbirinin aynı mealde ittifakları bir müjde veriyor ve Risale-i Nur’un makbuliyetine ve Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın daire-i rızasında bulunduğuna bizlere kanaat veriyor. Ezcümle:

Birincisi: Risale-i Nur şakirtlerinden Rıza görüyor: Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, camide Hazret-i Ebu Bekri’s-Sıddık Radıyallahü Anha emrediyor: “Çık, hutbe oku.” Ebu Bekri’s-Sıddık koşarak minberin en yukarı basamağına kadar çıkar, hutbe okur. Hutbe içinde cemaate der ki: “Bu söylediğim hakikatlerin izahatı Yirmi Dokuzuncu Sözdedir.”

İkincisi: Risale-i Nur’un şakirtlerinden Osman Nuri diyor ki: Rüyamda, Şemâil-i Şerife muvafık, gayet nuranî bir surette Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı oturduğu yere dayanmış bir vaziyette gördüm. Bu anda bir sadâ geldi ki, Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın bir yaveri geliyor. Kapılar birden bire kendi kendine açıldı. Risale-i Nur naşirlerinin Üstadı olan zât içeriye girdi. Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, Üstadımıza şefkatkârâne bir iltifat göstererek, dayandığı vaziyetten doğruldu. Ben de ağlayarak uyandım.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Takdim / Sonraki Risale: Yirmi Yedinci Mektuptan Mühim Parçalar
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âhir : en son
Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
aziz : çok değerli, izzetli
daire-i rıza : rıza dairesi
ezcümle : meselâ, örneğin
fıkra : kısa yazı, makale
hakikat : asıl, gerçek, doğru
hissiyat : duygular, hisler
hususî : özel
hutbe : İlâhî emir ve bildirileri cemaate açıklamak ve hatırlatmak ve bu maksatla söylenen söz, hitabe
hüccet : kanıt, delil
ihtar : hatırlatma, uyarı
iltifat : iyilik ve güzellikle davranış
ittifak : birleşme, birlik
izahat : açıklamalar
kanaat : görüş, fikir
keramet : Allah’ın bir ikramı olan olağanüstü şey
lâtif : ince, güzel, hoş
makbuliyet : kabul edilmiş olma
meal : anlam
minber : câmide hutbe okunan yer
muvafık : lâyık, uygun
münasebettar : bağlantılı olmak
naşir : yayan, yayınlayan
nokta-i nazar : bakış açısı
Radıyallahü Anh : Allah ondan razı olsun
rüya-yı sadıka : doğru olan ve şeytanın karışmadığı rüya
sadâ : ses
sadakat : bağlılık, sebat
şakirt : öğrenci, talebe
şefkatkârâne : şefkatli bir şekilde
Şemâil-i Şerif : Hz. Muhammed’in (a.s.m.) maddî ve manevî özellikleri
tevafukat : birbirine uygun olay, gelişme
vazife-i sadakat : sadakat vazifesi
yaver : yardımcı
Yükleniyor...