BEŞİNCİ MEYVE: İnsan, kâinatın kıymettar bir meyvesi ve Sâni-i Kâinatın nazdar sevgilisi olduğu, Mirac ile anlaşılmış ve o meyveyi cin ve inse getirmiştir.

Küçük bir mahlûk, zayıf bir hayvan ve âciz bir zîşuur olan insanı, o meyve ile o kadar yüksek bir makama çıkarır ki, kâinatın bütün mevcudatı üstünde bir makam-ı fahr veriyor.

Ve öyle bir sevinç ve sürur-u mes’udiyetkârâne veriyor ki, tasvir edilmez. Çünkü, âdi bir nefere denilse, “Sen müşir oldun”; ne kadar memnun olur.

Halbuki, fâni, âciz bir hayvan-ı nâtık, zevâl ve firak sillesini daima yiyen biçare insana, birden “Ebedî, bâki bir Cennette, Rahîm ve Kerîm bir Rahmân’ın rahmetinde ve hayal sür’atinde, ruhun vüs’atinde, aklın cevelânında, kalbin bütün arzularında, mülk ve melekûtunda tenezzühe, seyerana ve cevelâna muvaffak olduğun gibi, saadet-i ebediyede rüyet-i cemâline de muvaffak olursun” denildiği vakit, insaniyeti sukut etmemiş bir insan, ne kadar derin ve ciddî bir sevinç ve süruru kalbinde hissedeceğini tahayyül edebilirsin.

Şimdi, makam-ı istimâda olan zâta deriz ki: İlhad gömleğini yırt, at. Mü’min kulağını geçir ve Müslim gözlerini tak. Sana iki küçük temsil ile bir iki meyvenin derece-i kıymetini göstereceğiz.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Üçüncü Esas
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âciz : güçsüz, zayıf
âdi : basit, sıradan
bâki : devamlı, kalıcı
biçare : çaresiz
cevelân : dolaşma, gezme
derece-i kıymet : kıymet derecesi
ebedî : sonsuz
elyak : en layık
fâni : geçici, ölümlü
firak : ayrılık
hayvan-ı nâtık : konuşan canlı
ilhad : dinsizlik, inkâr
ins : insanlar
insaniyet : insanlık
iştiyak : şiddetli arzu ve istek
kâinat : evren, yaratılmış herşey
Kerîm : sonsuz cömertlik ve ikram sahibi olan Allah
kıymettar : kıymetli, değerli
lemeât : parıltılar
mahlûk : yaratık
makam-ı fahr : övünme makamı
makam-ı istimâ : dinleme makamı
mazlum : zulme uğrayan
medar-ı sürur : sevinç ve neşe vesilesi
mevcudat : varlıklar
muhabbet : sevgi
muvaffak : başarılı olma, erişme
Müslim : Müslüman
müşir : mareşal
nazdar : nazlı
nefer : asker, er
nihayetsiz : sonsuz
nisbet : kıyas, oran
rahmet : şefkat, merhamet
sukut : alçalma
sür’at : hız
sürur : mutluluk, sevinç
vüs’at : genişlik
zevâl : gelip geçicilik, yokluk
zîşuur : şuur sahibi, bilinçli
Yükleniyor...