Herbir âyet-i tenzil, birer menzildir. İşte, şu menzillerden bak:
Hem dinle:
senâlarını işit. Eğer cinnîlerle görüşmek istersen
surlu sûreye gir, onları gör, dinle, ne diyorlar. Onlardan ibret al. Bak, diyorlar ki:
وَالْمُرْسَلاَتِ عُرْفًا - فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا - وَالنَّاشِرَاتِ نَشْرًا
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا - فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا 1
فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا - فَالْمُلْقِيَاتِ ذِكْرًا 1
وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا - وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا - وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا -
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا - فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْرًا 2
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا - فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْرًا 2
تَنَزَّلُ الْمَلٰۤئِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْ 3
عَلَيْهَا مَلٰۤئِكَةٌ غِلاَظٌ شِدَادٌ لاَ يَعْصُونَ اللهَ مَاۤ اَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ 4
Hem dinle:
سُبْحَانَهُ بَلْ عِبَادٌ مُكْرَمُونَ - لاَ يَسْبِقُونَهُ بِالْقَوْلِ وَهُمْ بِاَمْرِهِ يَعْمَلُونَ 5
senâlarını işit. Eğer cinnîlerle görüşmek istersen
قُلْ اُوحِىَ اِلَىَّ اَنَّهُ اسْتَمَعَ نَفَرٌ مِنَ الْجِنِّ 6
surlu sûreye gir, onları gör, dinle, ne diyorlar. Onlardan ibret al. Bak, diyorlar ki:
اِنَّا سَمِعْنَا قُرْاٰنًا عَجَبًا - يَهْدِىۤ اِلَى الرُّشْدِ فَاٰمَنَّابِهِ وَلَنْ نُشْرِكَ بِرَبِّنَاۤ اَحَدًا 7
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
1 : “Yemin olsun peş peşe gönderilen meleklere; ve rüzgâr gibi esip her tarafa yayılanlara; ve bulutları yeryüzüne dağıtanlara; ve hak ile bâtılı ayıranlara; ve peygamberlere vahiy getirenlere.” Mürselât Sûresi, 77:1-5.
2 : “Yemin olsun kâfirin ruhunu tâ derinliklerinden şiddetle söküp alanlara; ve mü’minin ruhunu kolaylıkla alanlara; ve suda yüzercesine gökten inenlere; ve Allah’ın emrini yerine getirmek için yarışanlara; ve emrolundukları işi tanzim ve tedbir edenlere.” Nâziât Sûresi, 79:1-5.
3 : Melekler ve Cebrâil o gecede Rablerinin izniyle yeryüzüne iner.” Kadir Sûresi, 97:4.
4 : “O ateşin başında, Allah’ın emrine karşı gelmeyen ve verilen emri yerine getiren haşîn ve şiddetli melekler vardır.” Tahrim Sûresi, 66:6.
5 : “O, evlât edinmekten ve her türlü kusurdan münezzehtir. Melekler ise, Allah’ın ikramda bulunduğu kullardır. Allah emretmedikçe bir söz söylemezler; ancak Onun emriyle hareket ederler.” Enbiyâ Sûresi, 21:26-27.
6 : “De ki: Cinlerden bir topluluğun Kur’ân’ı dinledikleri bana vahyolundu.” Cin Sûresi, 72:1.
7 : “Biz, doğru yola ileten harikulâde bir Kur’ân dinledik ve ona iman ettik. Biz Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.” Cin Sûresi, 72:1-2.
2 : “Yemin olsun kâfirin ruhunu tâ derinliklerinden şiddetle söküp alanlara; ve mü’minin ruhunu kolaylıkla alanlara; ve suda yüzercesine gökten inenlere; ve Allah’ın emrini yerine getirmek için yarışanlara; ve emrolundukları işi tanzim ve tedbir edenlere.” Nâziât Sûresi, 79:1-5.
3 : Melekler ve Cebrâil o gecede Rablerinin izniyle yeryüzüne iner.” Kadir Sûresi, 97:4.
4 : “O ateşin başında, Allah’ın emrine karşı gelmeyen ve verilen emri yerine getiren haşîn ve şiddetli melekler vardır.” Tahrim Sûresi, 66:6.
5 : “O, evlât edinmekten ve her türlü kusurdan münezzehtir. Melekler ise, Allah’ın ikramda bulunduğu kullardır. Allah emretmedikçe bir söz söylemezler; ancak Onun emriyle hareket ederler.” Enbiyâ Sûresi, 21:26-27.
6 : “De ki: Cinlerden bir topluluğun Kur’ân’ı dinledikleri bana vahyolundu.” Cin Sûresi, 72:1.
7 : “Biz, doğru yola ileten harikulâde bir Kur’ân dinledik ve ona iman ettik. Biz Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.” Cin Sûresi, 72:1-2.
Önceki Risale: Yirmi Sekizinci Söz / Sonraki Risale: Otuzuncu Söz





