İKİNCİ ESAS

Saadet-i ebediyeye muktazi vardır. Ve o saadeti verecek Fâil-i Zülcelâl de muktedirdir. Hem harab-ı âlem, mevt-i dünya mümkündür. Hem vaki olacaktır. Yeniden ihyâ-yı âlem ve haşir mümkündür; hem vaki olacaktır.

İşte bu altı meseleyi, birer birer aklı ikna edecek muhtasar bir tarzda beyan edeceğiz. Zaten Onuncu Sözde, kalbi iman-ı kâmil derecesine çıkaracak derecede burhanlar zikredilmiştir. Şurada ise, yalnız aklı ikna edecek, susturacak, Eski Said’in Nokta Risalesindeki beyanatı tarzında bahsedeceğiz.

Evet, saadet-i ebediyeye muktazi mevcuttur. O muktazinin vücuduna delâlet eden burhan-ı kat’î, On Menba ve Medardan süzülen bir hadsdir.

BİRİNCİ MEDAR: Dikkat edilse, şu kâinatın umumunda bir nizam-ı ekmel, bir intizam-ı kasdî vardır. Her cihette reşahât-ı ihtiyar ve lemeât-ı kast görünür. Hattâ, herşeyde bir nur-u kast, her şe’nde bir ziya-yı irade, her harekette bir lem’a-i ihtiyar, her terkipte bir şule-i hikmet, semerâtının şehadetiyle nazarı dikkate çarpıyor.

İşte, eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i zaife-i vâhiyeden ibaret kalır. Yalancı, esassız bir nizam olur. Nizam ve intizamın ruhu olan mâneviyat ve revâbıt ve niseb, hebâ olup gider.

Demek, nizamı nizam eden, saadet-i ebediyedir. Öyle ise, nizam-ı âlem, saadet-i ebediyeye işaret ediyor.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Sekizinci Söz / Sonraki Risale: Otuzuncu Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ağleben : çoğunlukla, genellikle
âlem-i emir : kanunlar âlemi; Cenâb-ı Hakkın emir ve kudretinin doğrudan hükmettiği âlem
bekà : devamlılık, süreklilik
burhan-ı kat’î : kesin delil
cihet : yön, taraf
delâlet : delil olma, işaret etme
Fâil-i Zülcelâl : büyüklük ve haşmet sahibi olan fâil, Allah
ferman-ı celîl : Cenab-ı Allah’ın yücelerden gelen fermanı
hads : güçlü sezgi
hakikat-i hariciye : dışa ait, görünen gerçek
harab-ı âlem : âlemi yıkıp bozma
haşir : öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma
ihyâ-yı âlem : âlemi yeniden diriltme
iman-ı kâmil : tam ve mükemmel iman
intizam-ı kasdî : özellikle ve kasden yapılmış bir düzen
kudret-i ezeliye : başlangıcı olmayan, ezelden beri var olan Allah’ın kudreti, güç ve kuvveti
lemeât-ı kast : amaç ve hedefi gösteren parıltılar
mazhar : erişme, sahip olma
medar : kaynak
menba : kaynak
mevcut : var olma
mevt-i dünya : dünyanın ölümü
muhtasar : kısaca
muktazi : gerekçe
muktedir : gücü yeten, iktidar sahibi
mümkün : olabilir
namus-u zîhayat : hayat sahibi kanun
nevi : tür
nizam-ı ekmel : en mükemmel ve eksiksiz düzen
Nokta Risalesi : Mesnevî-i Nuriye’de yer almaktadır
nur-u kast : amaç ve hedef nuru, ışığı
reşahât-ı ihtiyar : irade ve dileme sızıntıları
saadet : mutluluk
saadet-i ebediye : sonsuz mutluluk
sıfat-ı irade : Allah’ın irade ve dileme niteliği, sıfatı
şe’n : iş, durum, hal
vücud-u hâricî : yokluktan veya ilim dairesinden varlık âlemine çıkmış olan
Yükleniyor...