DÖRDÜNCÜ BURHAN

Ey muannid arkadaş! Gel, sana daha acibini göstereceğim. Bak, bu memlekette bütün bu işler, bu şeyler değişti, değişiyor. Bir halette durmuyor. Dikkat et ki, bu gördüğümüz câmid cisimler, hissiz kutular, birer hâkim-i mutlak suretini aldılar. Adeta herbir şey bütün eşyaya hükmediyor.

İşte, bu yanımızdaki bu makineye bak.HAŞİYE-1 Güya emrediyor; işte, onun tezyinatına ve işlemesine lâzım levazımat ve maddeler, uzak yerlerden koşup geliyorlar. İşte, oraya bak: O şuursuz cisimHAŞİYE-2 güya bir işaret ediyor; en büyük bir cismi kendine hizmetkâr ediyor, kendi işlerinde çalıştırıyor.

Daha başka şeyleri bunlara kıyas et. Adeta herbir şey, bütün bu âlemdeki hilkatleri musahhar ediyor. Eğer o gizli zâtı kabul etmezsen, bütün bu memleketteki taşında, toprağında, hayvanında, insana benzer mahlûklarda, o zâtın bütün hünerlerini, san’atlarını, kemâlâtlarını, birer birer o şeylere vereceksin. İşte, aklın uzak gördüğü birtek mu’ciznümâ zâtın bedeline, milyarlar onun gibi mu’ciznümâ, hem birbirine zıt, hem birbirine misil, hem birbiri içinde bulunsun, bu intizam bozulmasın, ortalığı karıştırmasınlar. Halbuki bu koca memlekette iki parmak karışsa, karıştırır. Çünkü bir köyde iki müdür, bir şehirde iki vali, bir memlekette iki padişah bulunsa, karıştırır. Nerede kaldı, hadsiz hâkim-i mutlak beraber bulunsun!

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

HAŞİYE-1 : Makine, meyvedar ağaçlara işarettir. Çünkü yüzer tezgâhları, fabrikaları incecik dallarında taşıyor gibi, hayretnümâ yaprakları, çiçekleri, meyveleri dokuyor, süslendiriyor, pişiriyor, bizlere uzatıyor. Halbuki çam ve katran gibi muhteşem ağaçlar kuru bir taşta tezgâhını atmış, çalışıp duruyorlar.
HAŞİYE-2 : Hububata, tohumlara, sineklerin tohumcuklarına işarettir. Meselâ, bir sinek, bir karaağacın yaprağında yumurtasını bırakır. Birden, o koca karaağaç, yapraklarını o yumurtalara bir rahm-ı mâder, bir beşik, bal gibi bir gıda ile dolu bir mahzene çeviriyor. Adeta o meyvesiz ağaç, o surette zîruh meyveler veriyor.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Yirmi Birinci Söz / Sonraki Risale: Yirmi Üçüncü Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

abes : faydasız, anlamsız
acib : hayret verici, şaşırtıcı
azîm : büyük
câmid : cansız
dellâl : rehber, ilan edici
eşya : şeyler, varlıklar
hadsiz : sonsuz, sınırsız
hâkim-i mutlak : tam ve kayıtsız egemenlik sahibi
halet : hal, vaziyet
haşiye : dipnot, açıklayıcı not
hayretnümâ : hayret verici, şaşırtıcı
hilkat : yaratılış
hizmetkâr : hizmetçi
hububat : tohumlar
icad : var etme, yaratma
ilânnâme : duyuru
intizam : düzen
kemâlât : mükemmellikler
levazımat : gerekli şeyler
lisan-ı hâl : hal ve beden dili
mahluk : yaratık
mahzen : depo
misil : benzer
mu’ciznümâ : mu’cize gösteren
muannid : inatçı
muhteşem : görkemli, ihtişamlı
musahhar : boyun eğmiş
nakış : işleme
rahm-ı mâder : anne karnı
sikke : madenî para gibi şeyler üstüne vurulan damga, mühür
suhulet : kolaylık
suret : şekil, biçim
şuursuz : bilinçsiz, idraksiz
tesadüfî : tesadüfen, rastgele
tezyinat : süslemeler
vesvese : şüphe, kuruntu
zîruh : ruh sahibi
Yükleniyor...