Allah senden razı olsun ki, beni eski inadımdan ve divaneliğimden kurtardın. Getirdiğin burhanların herbirisi tek başıyla bu hakikati göstermeye kâfi idi. Fakat herbir burhan geldikçe, daha revnaktar, daha şirin, daha hoş, daha nuranî, daha güzel marifet tabakaları, tanımak perdeleri, muhabbet pencereleri açıldığı için bekledim, dinledim.”

Tevhidin hakikat-i uzmâsına ve Âmentü billâh imanına işaret eden hikâye-i temsiliye tamam oldu. Fazl-ı Rahmân, feyz-i Kur’ân, nur-u iman sayesinde, tevhid-i hakikînin güneşinden, hikâye-i temsiliyedeki On İki Burhana mukabil, On İki Lem’a ile bir Mukaddimeyi göstereceğiz.

وَمِنَ اللهِ التَّوْفِيقُ وَالْهِدَايَةُ 1

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Tevfik ve hidayet ancak Allah’tandır.
« Önceki Sayfa  |
Önceki Risale: Yirmi Birinci Söz / Sonraki Risale: Yirmi Üçüncü Söz
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Âmentü billâh : “Allah’a iman ettim”
burhan : güçlü delil
fazl-ı Rahmân : sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah’ın yardımı
feyz-i Kur’ân : Kur’ân’ın feyzi ve bereketi
hakikat-i uzmâ : büyük hakikat
hikâye-i temsiliye : analojik, kıyaslamalı benzetmeye dayanan hikâye
lem’a : parıltı
marifet : Allah’ı bilme, tanıma
muhabbet : sevgi
mukabil : karşılık
mukaddime : giriş, başlangıç
nur-u iman : imanın nuru, ışığı
tevhid : birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma
tevhid-i hakikî : araştırarak, delilleriyle Allah’ın varlığını ve birliğini kabul etme
Yükleniyor...