1 وَاْلاٰخِرُ ismine mazhar olan meyvesi ise, çekirdekleriyle o ağacın işlediği bütün fıtrî vazifelerinin fihristesini ve amellerinin listesini ve hayat-ı saniyesinin düsturlarını ihtiva eden bir sandukçuktur ki, âzamî derecede hafîziyete şehadet eder.

2 وَالظَّاهِرُ ismine mazhar olan o ağacın suret-i cismâniyesi ise, öyle tenasüplü ve san’atlı ve süslü bir hulle, bir libas ve ayrı ayrı nakışlar ve zîynetler ve yaldızlı nişanlarla tezyin edilmiş, güya yetmiş renkli bir hûri elbisesidir ki, hafîziyet içinde azamet-i kudret ve kemâl-i hikmet ve cemâl-i rahmeti gözlere gösterir.

3 وَالْبَاطِنُ ismine âyine olan o ağacın içindeki makinesi ise, öyle muntazam ve mükemmel ve mu’cizatlı bir fabrika, bir destgâh, bir kimyahâne ve hiçbir dalı ve meyveyi ve yaprağı gıdasız bırakmayan mizanlı bir kazan-ı erzaktır ki, hafîziyet içinde kemâl-i kudret ve adalet ve cemâl-i rahmet ve hikmeti güneş gibi ispat eder.

Aynen öyle de, küre-i arz, senevî mevsimler cihetinde bir ağaçtır. İsm-i Evvel cilvesiyle güz mevsiminde hafîziyete emanet edilen bütün tohumlar ve çekirdekler, bahar çarşafını giyen zemin yüzünün milyarlar dal, budak, meyve veren ve çiçek açan ağacının teşkilatına dair İlâhî emirlerin mecmuacıkları ve kaderden gelen düsturların listeleri ve geçen yazın işlediği vazifelerin küçücük sahife i amelleri ve defter-i hidematıdır ki, bilbedahe bir Hafîz-i Zülcelâl-i ve’l-İkramın hadsiz kudret, adalet, hikmet, rahmet ile iş gördüğünü gösteriyor.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Âhir: her şeyin sonunu ezelî ilmiyle belirleyen ve sonu gelen varlıkların neslini tohum ve çekirdeklerde tanzim eden ve her şeyden sonra yalnız Kendisi bâkî kalan Allah.
2 : Zâhir: her şeyin dış yüzlerini çeşitli cihaz ve ince nakışlarla süsleyerek mükemmel ve güzel yaratan ve her şeyde varlık ve birliğinin işaretleri açıkça görünen Allah.
3 : Bâtın: bütün varlıkların içyüzlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işleten ve bununla da isim ve sıfatlarının her türlü noksandan uzak olduğunu gösteren Allah.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Altıncı Mes'ele / Sonraki Risale: Sekizinci Mes'elenin bir Hülâsası
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

amel : davranış, iş
azamet-i kudret : güç ve iktidarın büyüklüğü
âzamî : çok büyük
bilbedâhe : ap açık bir şekilde
cemâl-i rahmet : rahmetin güzelliği
cihet : taraf, yön
cilve : görüntü, yansıma
defter-i hidemat : hizmetler defteri
destgâh : tezgâh
düstur : kâide, kural
fıtrî : doğal, yaratılıştan gelen
fihriste : içindekiler
hadsiz : sayısız, sınırsız
Hafîz-i Zülcelâl-i ve’l-İkram : sonsuz haşmet, yücelik ve ikram sahibi olan, herşeyi koruyup gözeten ve muhafaza eden Allah
hafiziyet : koruyuculuk
hayat-ı saniye : ikinci hayat
hikmet : fayda, gaye; Allah’ın herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratma sıfatı
hulle : Cennet elbisesi
hûri : Cennet kızı
ihtiva etmek : içine almak
ism-i Evvel : Allah’ın başlangıcı olmadığı gibi, bütün varlıkların başlangıcı da Onun ilim ve kudretine bağlı olduğunu bildiren ismi
kader : Allah’ın meydana gelecek hâdiseleri olmadan önce bilmesi, takdir etmesi, plânlaması
kazan-ı erzak : erzak kazanı
kemâl-i hikmet : hikmetin mükemmelliği, tam ve yerli yerinde olma
kemâl-i kudret : Allah’ın kudretinin mükemmelliği
kimyahâne : kimya evi
kudret : Allah’ın bütün varlığı kuşatan güç ve iktidarı
küre-i arz : yerküre, dünya
libas : elbise
mazhar olma : erişme, nail olma; ayna olma, yansıma ve görünme
mecmuacık : kitapçık
mizanlı : ölçülü
mu’cizât : mu’cizeler; benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstü şeyler
muntazam : düzenli, intizamlı
rahmet-i İlâhiye : Allah’ın sonsuz rahmeti, şefkat ve merhameti
sahife-i a’mâl : iş ve davranışların yazıldığı sahifeler
senevî : yıllık
suret-i cismaniye : dış görünüş
şehadet etmek : tanıklık, şahitlik etmek
tenasüp : uygunluk, uyum
teşkilât : yapı
tezyin etmek : süslemek
zemin : yer
zîynet : süs
Yükleniyor...