Bediüzzaman, iki buçuk sene kadar Sibirya taraflarında esarette kalır. Bütün hayatını, fîsebilillâh Kur’ân’a, İslâmiyete, Sünnet-i Seniyenin ihyasına hasr ve vakfeden bu fedakâr-ı İslâm, buralarda da kat’iyen boş durmaz. İçerisinde bulunduğu muhiti tenvir ve irşad için çalışır. Bu müddet içinde kendisiyle beraber esarette bulunan zabitlere dersler veriyordu. Birgün, doksan zabit arkadaşına ders verdiği sırada, bir Rus kumandanı gelir, “Siyasî ders veriyor” diye dersine mâni olursa da, faaliyetinin dinî, ilmî, içtimaî olduğunu öğrenince serbest bıraktırır.
Nihayet esaretten firar ile kurtulup Petersburg ve Varşova’ya gelmeye muvaffak olur. Bilâhare, Viyana tarikiyle 1334 senesinde İstanbul’a teşrif eder. Harb-i Umumîde gönüllü alay kumandanı olan Bediüzzaman Said Nursî, bu esaret hayatını bir eserinde HAŞİYE şöyle anlatıyor:..
Nihayet esaretten firar ile kurtulup Petersburg ve Varşova’ya gelmeye muvaffak olur. Bilâhare, Viyana tarikiyle 1334 senesinde İstanbul’a teşrif eder. Harb-i Umumîde gönüllü alay kumandanı olan Bediüzzaman Said Nursî, bu esaret hayatını bir eserinde HAŞİYE şöyle anlatıyor:..
• • •
Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:
HAŞİYE : Bu esaretten hayli zaman geçtikten sonra, Barla’ya bir esir gibi gönderilen Üstad, eski macera-yı hayatından bir kısmını da “Yirmi Altıncı Lem’a’nın On Üçüncü Ricası” olarak kaleme almıştır. Merak edenler o risaleye müracaat edebilirler.
Önceki Risale: Giriş / Sonraki Risale: Barla Hayatı