Onların herbiri bir abd-i aziz ve bir abd-i küllîdirler; çünkü onlar, bir Kadîr-i Zülcelâle ve bir Hakîm-i Zülkemâle ve bir Hâlık-ı Kâinat’a ve bir 1 رَبُّ السَّمٰواَتِ وَاْلاَرَضِ’a ve bir 2 وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ’e ibadet ederler, kulluk ederler... O’na intisap ederler, hem istinat ederler.

Bu gizli din düşmanları ve münafıklar çoktandır anladılar ki, Nur talebelerinin kefenleri boyunlarındadır. Onları Risale-i Nur’dan ve Üstadlarından ayırmak kabil değildir. Bunun için şeytanî plânlarını, desiselerini değiştirdiler. Bir zayıf damarlarından veya sâfiyetlerinden istifade ederiz fikriyle aldatmak yolunu tuttular. O münafıklar veya o münafıkların adamları veya adamlarına aldanmış olanlar dost suretine girerek, bazan da talebe şekline girerek derler ve dedirtirler ki: “Bu da İslâmiyete hizmettir; bu da onlarla mücadeledir. Şu malûmatı elde edersen, Risale-i Nur’a daha iyi hizmet edersin. Bu da büyük eserdir” gibi birtakım kandırışlarla, sırf o Nur talebesinin Nurlarla olan meşguliyet ve hizmetini yavaş yavaş azaltmakla ve başka şeylere nazarını çevirip, nihayet Risale-i Nur’a çalışmaya vakit bırakmamak gibi tuzaklara düşürmeye çalışıyorlar. Veyahut da maaş, servet, mevki, şöhret gibi şeylerle aldatmaya veya korkutmakla hizmetten vazgeçirmeye gayret ediyorlar.

Risale-i Nur, dikkatle okuyan kimseye öyle bir fikrî, ruhî, kalbî intibah ve uyanıklık veriyor ki, bütün böyle aldatmalar, bizi Risale-i Nur’a şiddetle sevk ve teşvik ve o dessas münafıkların maksatlarının tam aksine olarak bir tesir ve bir netice hâsıl ediyor. Fesübhanallah! Hattâ öyle Nur talebeleri meydana gelmektedir ki, asıl halis niyet ve kudsî gayeden sonra, bir sebep olarak da, münafıkların mezkûr plânlarının inadına, rağmına dünyayı terk edip kendini Risale-i Nur’a vakfediyor ve Üstadımızın dediği gibi diyorlar: “Zaman, İslâmiyet fedaisi olmak zamanıdır.”
اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى 3

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Göklerin ve yerin Rabbi, terbiye edicisi. Zuhruf Sûresi, 43:82; Duhan Sûresi, 44:7.
2 : Onun gücü herşeye yeter. Rum Sûresi, 30:50; Şûrâ Sûresi, 42:9.
3 : Allah’a hamd olsun ki, bu Rabbimin bir ihsanıdır.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Afyon Hayatı
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

desise : hile, aldatma
dessas : hileci, hilekâr, aldatıcı
fedai : canını esirgemeyen, bir dava uğruna değerli şeylerini vermeye hazır bulunan
fesübhânallah : “Allah her türlü eksiklikten sonsuz derecede yücedir” anlamında kullanıp hayret ve hayranlığı ifade eden kelime
fikrî : düşünceye ait, düşünceyle ilgili
Hakîm-i Zülkemâl : sonsuz mükemmellik sahibi olan ve her şeyi hikmetle yaratan Allah
Hâlık-ı Kâinat : evreni ve bütün varlıkları yaratan Allah
halis : katıksız, saf
hâsıl etme : meydana getirme
intibah : uyanma, uyanıklık
intisap : bağlanma
istifade : faydalanma
istinat : dayanma
kabil : mümkün, olabilir
Kadîr-i Zülcelâl : sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan ve kudreti her şeyi kuşatan Allah
kalbî : kalbe ait
kudsî : yüce, kutsal, mukaddes
maksat : gaye, amaç
malûmat : bilgi
mezkûr : anılan, sözü geçen
mücadele : uğraşma, çabalama
münafık : iki yüzlü, inanmadığı halde inanmış görünen
nazar : bakış, dikkat
Nurlar : Risale-i Nur Külliyatı
Rabbü’s-Semâvâti ve’l-Arz : gökleri ve yeri terbiye edip tasarrufu ve egemenliği altında bulunduran Rab, Allah
rağmına : zıddına, inadına
ruhî : ruha ait, ruhla ilgili
sâfiyet : temizlik, arınmış olma
suret : şekil, biçim, görünüş
teşvik : şevklendirme, cesaretlendirme
vakfetme : bağışlama, kendini adama
Yükleniyor...