Alemde tek elden yönetim
Bil ki: Her şeyin san’atındaki mükemmellik ve ittikan ancak vahdet sırrındandır. Kendisinde tevzi, tecezzi ve tezahüm olmayan vahdet olmasaydı, masnuatta tefavüt meydana gelirdi.
Mesela şeffaf bir zerreden deniz yüzüne kadar ziyasının dokunduğu her şeyde güneşin tecelli ile vücudu ve birliği vardır. Bir şey başka bir şeyden onu alıkoymaz, (biriyle iştigali diğerleriyle meşguliyetine engel değildir)
Güneş; mümkün, mukayyet, mahdut, cansız ve Nur isminin tecellisi ile parlayan bir katre iken onda bu sırrı görürsen; ezel güneşi ve ebed sultanı, Kayyum-u Sermedi, vacibu’l- vücud, Vahid-i Ehad, Hayy, Kadir, Samed olan Allahın (celle celâluh) vahdet sırrıyla ne kadar kolay tasarrufta bulunduğunu kıyas edebilirsin.
وللّٰه المثل الأعلى “En yüce mesel, Allah içindir.” (Nahl, 60) Demek ki her şeyi kuşatan ziyanın birliği Vahidiyete işaret eder. Güneşin o ziyay-ı muhîtten her bir cüz ve her bir zerrede hasiyetiyle beraber tecellisinin bulunması ise, Ehadiyete remzeder. Bunu dikkatle tefekkür et!
Bil ki: Kâinata dikkatle bakan biri, hadsen şuna intikal eder: Failiyet ve tesir; latîf, nuranî ve mücerret olanın şe’nidir. Fiilden etkilenme, kabul etme ve teessür ise kesîf, cismanî ve maddî olanın şe’nidir.
Eğer istersen nura ve dağa bak! Birincisi semada iken, ince ve latîf eli yerde fa’al ve cevvâldir. İkincisi azameti ve kocaman ellerine rağmen bitişiğindekine ve komşusundakine bile bir fiile, bir tesire güç yetiremez. Keza, zâhirde eşyanın tefaülünde şunu görürüz: Bir şey ne derece latîf ve nuranî ise, o derece onda sebebiyet mertebesi açığa çıkar; kesafeti derecesinde ise, müsebbeb derecesine yaklaşır.
Buradan da bilinir ki, zâhiri sebeplerin yaratıcısı ve neticelerin mûcidi, Nuru’l- Envardır ki, لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ وَهُوَ السَّمِيعُ البَصِيرُ “O’nun benzeri hiç bir şey yoktur ve O, Semi’- Basir’dir.” Şûra, 11
لاَّ تُدْرِكُهُ الأَبْصَارُ وَهُوَ يُدْرِكُ الأَبْصَارَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ “Gözler O’nu idrak edemez. O ise gözleri idrak eder. O, Latîf’dir, Habîr’dir.” En’am, 103
لا إله إلاّ هو “Ondan başka ilâh yoktur.”