Hadislerin Değerlendirilmesi
Mehdi, kıyametin yaklaşması ve gelecekte yapılacak savaşlar gibi mes’elelerde çok farklı rivayetlerin oluşundan vesveseye düşen kişi! Bil ki:
Her bir mes’elede, hatta itikadın zaruriyatından olmayan fer’i mes’elelerde zaruri bir iman mı istiyorsun? Hâlbuki böyle fer’i mes’elelerde teslimî bir kabul ve reddetmemek kâfi gelir. Kasdî, yakînî bir iz’an gerekmez ki kat’î bürhan talebine muhtaç olasın!
Bilmez misin, Kur’anın müteşabihatı te’vile muhtaç olduğu gibi, böyle müşkil haberler de tabir ve tefsire muhtaçtır? Senin zahirî nazarında, vakiye muhalif bir rivayete rastlarsan,
- Bu israiliyattan olabilir.
- Ravilerin sözlerinden olabilir.
- Nakledenlerin çıkardığı bir mana olabilir.
- İlhama mazhar evliyanın tabire muhtaç keşiflerinden olabilir.
- İnsanlar arasında duyulup bilinen şeylerden olabilir. Hz Peygamber (a.s.m) bunu, tenbihte bulunmak gayesiyle örfi bir maslahat için zikretmiştir, yoksa semavi bir tebliğ olarak değil.
İşte bu rivayetlere bakan kişinin zahire nazar ile takılıp kalmaması, onu irşadî bir maksat için sevk olunan kinaî bir temsil şeklinde te’vil etmesi gerekir. Yoksa uyanık hâldeki birinin gördüğünü rüyada tabire çalışan naim gibi olacaktır.
Ey uyanık kişi! Nasıl ki uykudaki kişinin gördüğü rüyayı tabir ediyorsun, öyle de ey bu hayat içinde gaflet uykusunda olan kişi! Kalbi hiç uyumayan ve “Göz şaşmadı ve sınırı aşmadı” (Necm, 17) ayetinin mazharı olan zâtın (a.s.m) sözlerini, yapabiliyorsan tabir et!
Sonra, kişinin şahsi eceli ve ölümünün mübhemliğindeki “daima ölüme muntazır olması ve ahireti için çalışması” hikmeti, dünyanın ölümü olan kıyametin mübhemliği için de geçerlidir, ta ki dünyanın sakinleri ona muntazır olsunlar.
Bu sırdandır ki, umumi gafleti def eden bir hikmet olarak asr-ı saâdetten şimdiye kadar her asrın ehli onu bekledi. İşte bu bekleme, bu hikmettendir. Yoksa vaktini belirleyerek vukuunu beklemeye hükmeden nebevi bir irşaddan değildir, bilakis gafleti def etmenin gerektirdiği mübhemliktendir. Hikmeti illetten ayırmayan, yanılmış olur.
Mehdiye gelince:
- Kuvve-i maneviyeyi takviye için,
- dalâletin istilası zamanında ümitsizliği yenmek için
ve himmet sahibi mücedditlere, imamı ve başı Mehdi (r.a) olan nurani bir güruha katılmaya teşvik için nazara verilmiştir. Bu hikmet de, mübhemliği iktiza eder, ta ki her zaman onu beklemek mümkün olsun.