İnsanın Havassı
Bil ki: İnsanın beş duyu organının san’atındaki
- kemal-i mizan içindeki kemal-i nizama
- kemal-i nizam içindeki kemal-i hikmete
- kemal-i hikmet içindeki kemal-i nimete bak!
Çünkü bunların Fatırı, bunları öyle yaratmış ve bunların Sâni’i bunlara öyle cihazlar takmış ki, insan bunlarla hisseder ve bunlar insana meyve, çiçek, ses, koku ve benzerlerinin bütün envaının hususi özelliklerini tattırırlar.
Hatta insandaki tat alma duygusunda bütün meyve cinsleri, nev’ileri ve sınıfları sayısınca tatları temyiz eden gayet muntazam, rakik ve dakik hisler vardır. Benzeri bir şekilde işitme duyusu sayısız seslerin hususi özelliklerini ayırabilir. Diğer zahirî duyuları, özellikle daha zengin ve cihazları daha fazla olan batınî duyuları bunlara kıyas et.
Bu sırdan, insan fıtratının câmiiyeti o dereceye vardı ki, onu Fatırının (celle şânuh) isimlerinin hadsiz tecellilerine bir mazhar ve sayısız nimet çeşitlerinden zevk alan bir muhatap kıldı. (Amme nevaluh)
Ey insan! Bu mazhariyette sen bir telefon santralına benzersin. Nasıl ki, o santralde vilayetteki her mevki için özel bir anahtar vardır. Benzeri şekilde sende, başına ve latîfelerine takılmış özel anahtarlar vardır. Bunlarla Allahın sayısız nimetlerini tadar, O’nun sayısız tecellilerine mazhariyetin lezzetini alırsın. Öyleyse bu cihazatı, bunları sana verenin razı olacağı şekilde, şeriatinin ölçülerine uygun hareket ederek kullan.
Bu sırdan, aynı cennet ve aynı mekânda olan iki şahsın lezzet mertebelerinde nihayetsiz farklılık olması mümkündür. “Kişi sevdiği ile beraberdir” müjdesi, bazan en edna ile en a’layı cemedebilir.