İslam Medeniyeti ve Batı Medeniyeti
Bil ki: Kâfirlerin medeniyeti ile mü’minlerin medeniyeti arasındaki fark:
Birincisi:
- Medeniyet libası giymiş bir vahşet,
- zahirî müzeyyen, batını müşevveh (dışı süs, içi pis)
- ve sûreti me’nus, sîreti mûhiştir.
Mü’minlerin medeniyeti ise:
- Batını zahirden daha yüce,
- manası sûretinden daha mükemmel,
- içinde ünsiyet, muhabbet ve yardımlaşma olan bir medeniyettir.
Bunun sırrı şudur ki: Mü’min; iman ve tevhid sırrıyla bütün mevcûdat arasında bir uhuvvet, bu mevcûdatın eczası arasında, özellikle insanlar ve hassaten mü’minler mabeyninde bir ünsiyet ve bir muhabbet görür. Asıl, mebde ve geçmişte bir uhuvvet; münteha ve müstakbeldeki neticede bir visal müşahede eder.
Kâfir ise, -küfrün hükmüyle-kendisine faydası olmayan her şeyle, hatta kardeşiyle bile bir yabancılık, bir ayrılık hatta bir çeşit düşmanlık hâlindedir. Çünkü kardeşliği, ezeli ve ebedi bir ayrılık arasında sadece azıcık bir kavuşma noktası olarak görür. Ancak bir çeşit hamiyet-i milliye ve gayret-i cinsiye ile az bir zaman diliminde bu uhuvvet şiddetlenir. Bununla beraber kâfir, kardeşine olan muhabbetinde bile yine kendini sever.
Kâfirlerin medeniyetlerinde görülen insanî güzellikler ve ruhî yücelikler ise,
- İslâm medeniyetinin tereşşuhatından,
- Kur’anın irşadat ve sayhalarının in’ikaslarından,
- Semavi dinlerin parıltılarının bakıyyesindendir.
Eğer istersen hayalinle Nurşin karyesindeki Seyda’nın (kuddise sirruh) meclisine git. Onun kudsî sohbetiyle ortaya çıkan İslâm medeniyetine bak. Orada fukara elbisesi içinde melikler, insan elbiseleri içinde melekler göreceksin. Sonra Parise git ve en büyüklerin localarına gir. Orada insan kıyafetinde akrepler, adam sûretinde ifritler göreceksin.