Karışıklıktaki Nizam
Bil ki: Nasıl ki cennet misal muntazam bağ ve bahçesinde tanzimatının letafetini göstermek için gayr-i muntazam çorak yerlerin sûretini, ürküntü veren kayaların misalini ve onların eğri büğrü müşevveş timsallerini müşahede etmeyi seven biri, bazan bostanının muntazam kısımları arasına düzgün olmayan yontmalarla mağara kayaları koyar. Burada bunun intizamının kemâli, intizamsızlığındadır. Lâkin müdakkik kimse anlar ki, intizamsızlıkta görülen bu tanzim, ancak hikmetli bir nazımın kastıyladır.
Aynen öyle de, manzum mahlûkat ve mevzûn masnuat arasında görülen ve ahmakça bir zahirî bakışa “tesadüf eli bunlarla oynamış” tevehhüm ettirecek derecede müşevveş şekilli muhtelif çorak yerler, nizamdan uzak türlü türlü kayalardan yapılmış dağlar ve tepeler, tanzim edilmemekle muntazam kılınmışlardır.
Bunlardaki sathî müşevveşiyet, bir Sâni’-i Hakîm ve bir Fatır-ı Alîm’in kastıyladır. Buna şahit, manzum ve mevzûn şeylerin bunları kuşatması ve bunların o manzum ve mevzûn şeyler üzerine serilmesidir. Bu durum, muntazam san’atın şaşaasını ortaya koymak için, saçılmış mücevherat gerdanları üzerine manzum incileri dizmek gibidir ve şiddetli karanlığın parlak şeyleri daha iyi göstermesi misalidir.
İşte dikenli ağaçlara ve bitkilerle beslenen hayvanları def için sivri mızraklarla donatılmış bitkilere bak, ta ki onların intizamsızlığında acîb bir intizam ve ürküntü veren sertliğinde zarif bir letafet göresin.
İntizamsızlığın da intizam gibi bir Sâni’-i Hakîmin kasdıyla olduğunun emarelerinden biri şudur: Aynı nev’den olmalarına ve birbirlerine benzeme sebepleri bulunmasına rağmen sanki nev’i şahsına münhasır olacak derecede her bir müstakil ferdin şekillerinin birbirlerine benzememesidir. İşte bu tehalüf, rastlantı ve tesadüf olmadığına delildir.