Subhanallah ve Elhamdulillah
Bil ki: Subhanallah ve Elhamdülillah kelimeleri, birincisiyle celâli ve ikincisiyle cemâli olmak üzere Allah’ın bazı sıfatlarla tavsifini tazammun eder.
Subhanallah, kulun ve imkân dairesindeki mevcûdatın Vacibu’l- vücud ve Aliyyü’l- Azîm olan Allah’tan uzak olmalarına bakar.
Elhamdülillah ise, Allah’ın rahmet ve lütfuyla kula ve mahlûkatına yakın olmasına bakar.
Nasıl ki güneş sana yakındır, hararet ve ziyasını sana gönderir. Ayrıca, kendisini Nur isminin cilvesine bir ayna, hararet ve ziya nimetlerine bir zarf kılan Hâlık’ının izniyle sende tasarruf eder. Hâlbuki sen ondan uzaksın, elin ona uzanamaz. Sen güneşe nisbetle sadece kâbilsin, fail ve müessir değilsin.
Aynen öyle de “En yüce mesel, Allah içindir.” (Nahl, 60) Allah (celle celâluh) bize yakındır, bundan dolayı ona hamdederiz. Biz ise O’ndan uzağız, bundan dolayı da O’nu tesbih ederiz.
Öyleyse O’nun rahmetiyle yakın olmasına bakarken O’na hamdet. Mümkün varlık olman itibarıyla O’ndan uzak olmana bakarken ise O’nu tesbih et! Hak ve istikameti şaşırmamak için sakın bu iki makamı birbirine karıştırma ve bu iki nazarı birbirine katma! Lâkin -iltibas ve mezc olmamak şartıyla- uzaklık cihetinde yakınlığa ve yakınlık cihetinde uzaklık yönüne bakman, ayrıca her iki veche beraberce bakıp “Subhanallahi ve bihamdihi” demen mümkündür.