Tevessülün caiz olduğuna dair 2. Hadis
A- Tevessülü inkâr edenler, “Sahabeler tevessül yapmamıştır” diyorlar. Nakledeceğimiz bu 2. hadis-i şerif, Sahabelerin tevessül yaptığını göstermekte ve “Sahabeler tevessül yapmamıştır” sözünün ne kadar yalan olduğunu ortaya koymaktadır. B-Evet sahabelerin böyle bir uygulaması yok diyorlar. A- Şimdi bakalım Sahabeler tevessül yapmış mı yapmamış mı? Bu Hadis-i şerifi, Osman İbni Huneyf hazretleri nakletmiştir. O şöyle diyor: Görme özürlü bir adam Nebi (Aleyhissalatu vesselam)’a geldi ve dedi ki, Allah’ın beni iyileştirmesi için dua et… Bunun üzerine Efendimiz (Aleyhissalatu vesselam) dedi ki: eğer istersen dua ederim, eğer istersen sabret, bu -yani sabretmen- senin için daha hayırlıdır… Bunun üzerine adam: “dua et” dedi… Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatu vesselam) ona güzelce abdest almasını ve iki rekât namaz kıldıktan sonra şu duayı yapmasını emretti: Ey Allah’ım, şüphesiz ben senden, rahmet nebisi olan Peygamberin Muhammed ile istiyor ve onunla sana yöneliyorum, Ey Muhammed, bu ihtiyacımın yerine getirilmesi için seninle rabbime yöneldim, Ey Allah’ım, onu benim hakkımda şefaatçi kıl… B- Yani bu şekilde dua etmesini Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatu vesselam) emrediyor. A- Evet. Bir daha dikkat et, Peygamber Efendimiz, ona nasıl dua etmesini emrediyor: B-“Ey Allah’ım, şüphesiz ben senden rahmet nebisi olan Peygamberin Muhammed ile istiyor ve onunla sana yöneliyorum. Ey Muhammed, bu ihtiyacımın yerine getirilmesi için seninle rabbime yöneldim. Ey Allah’ım, Onu benim hakkımda şefaatçi kıl…” A- Bak, âmâ sahabeye, kendisiyle tevessül etmesini bizzat Peygamber Efendimiz emrediyor. Hadis-i şerifin ravisi İbni Huneyf diyor ki: Bu zat gitti, biz daha Resulullahın huzurundan ayrılmamıştık ki tekrar geldi, baktık ki gözleri iyi olmuş… B- Sübhanallah müthiş bir mucize. Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatu vesselam)’ın Allah katındaki makamının yüceliğine bak. Peki, bir şey soracağım hadis- şerifin kaynağı hakkında bilgi verir misin? Yani sağlam bir hadis-i şerif mi? A- Bu hadisin sıhhatinde pek çok muhaddis ittifak etmişlerdir. İmam Tırmizi hazretleri bu hadis hakkında şöyle der: Bu, hasen, sahih bir hadisdir. Biz onu Ebu Cafer Hatmi tarikinden bilmekteyiz… Ebu İshak, bu hadisin sahih olduğunu söylemiştir… Yine Hakim, hadisin sahih olduğunu söylemekte ve Zehebi ona muvafakat etmektedir… Buhari “Târihu-l Kebir” eserinde bu hadisi nakleder… İbni Mace bu rivayeti sahih bulur… İmam Nesei, İbni Hibban, Ebu Nuaym, İmam Beyhaki ve Münzirî gibi birçok hadis hafızı bu rivayetin sahih olduğunu söyler. Yani bu kadar muhaddis, bu hadisin sıhhatinde ittifak etmişlerdir. B- Elhamdülillah. İnan, böyle ayetlerden sonra bu konuyu hadislerde görmek beni öyle rahatlattı ki anlatamam. Bu hadis-i şerifteki mühim nokta, Âmâ sahabeye öğretilen, “Peygamberin ile sana yöneliyorum” duasıdır. Burada, Hz. Peygamberin olmadığı bir mekândan seslenme vardır. A- Ayrıca hadisin açık beyanıyla, Peygamberimizin duasıyla tevessül edilmemiş, bizzat peygamberimizin zatıyla tevessül edilmiştir. Bunun delili, “Ey Muhammed, ben senin ile rabbime yöneldim” denmiş; “Peygamberin duasıyla yöneldim” denmemiştir… Demek bu hadiste, tevessülün iki çeşidine işaret vardır. A- Şöyle ki: Âmâ zat, Peygamber Efendimizin Allah katındaki değerini biliyordu. Bu sebeple ona gidip kendisi için dua etmesini isteyerek tevessülün çeşitlerinden birini yaptı. Peygamberimiz de ona öğrettiği duayla, caiz olan tevessüllerden diğerini tatbik ettirdi. Yani ona eve gidip, Peygamberimizin olmadığı o mekânda, onun adını anarak dua etmesini söyledi. B- Bu sahabe de evinde, Resulullahın olmadığı o yerde, ona tevessül ederek dua etti ve neticede matlubuna nail oldu. A- Aynen öyle. Demek bu hadis, sadece tevessülün caiz olduğuna değil; aynı zamanda, gaibde olana tevessül edilebileceğine de delildir. Ayrıca hadisin bir rivayetinde şu ziyadelik vardır: “Eğer bir ihtiyaç olursa, bunun gibi yap”… Bu ziyadeyi, İbni Ebi Heysem sahih bir senetle rivayet etmiştir. Bu ziyadeliğe göre, bu dua sadece o an için geçerli olmayıp, bütün ihtiyaçlar için, her vakit yapılabilecek bir duadır. B- O zaman müthiş bir define daha keşfettik desene. A- Evet, bak bu sebeple, hadisin ravisi olan Osman İbni Huneyf, Peygamberimiz Aleyhissalatu vesselamın vefatından sonra insanlara bu duayı öğretmiş ve ihtiyacı olanların bu duayla Peygamberimize tevessül etmesini nasihat etmiştir. İmam Taberani, Hz. Osman’ın halifeliği zamanında, İbni Huneyf’ten bu duayı öğrenen kişinin, bu duayla matlubuna nasıl nail olduğunu “Mu’cemul Kebir” isimli eserinde uzunca zikreder… A- Bu hadis-i şerif hakkında söylenecek daha çok söz var. Biz daha fazla uzatmamak için hadisin tahlilini burada kesiyor ve son olarak diyoruz ki: Peygamberimiz (Aleyhissalatu vesselam), âmâ olan sahabeye kendisiyle tevessül etmesini emretmiş; bu sahabe de evine giderek Peygamberimizin zatıyla tevessül etmiştir. B- Evet ayrıca hadisin sıhhati hakkında hadis âlimlerinin sözlerini de işittik, daha fazla söze hacet yoktur. A- Öyleyse şimdi bu delili tamamlıyor ve 3. hadis-i şerife geçiyoruz.