Tevessülün caiz olduğuna dair 4. Hadis

A- Tevessülün caiz olduğunu beyan eden hadis-i şerifleri nakletmeye devam ediyoruz. Bu 4. bölümde, mana cihetiyle birbirine benzeyen 3 hadis-i şerifi nakledeceğiz. 1. hadis-i şerifimizi İbni Abbas hazretleri rivayet etmiştir. Peygamber Efendimiz (A.s.m) şöyle buyurmuştur: ”Şüphesiz Allah’ın, Hafaza meleklerinin dışında yeryüzünde melekleri vardır, Bu melekler ağaçlardan düşen yaprakları yazarlar, eğer sizden birine çöl arazisinde bir aksaklık isabet ederse, şöyle seslensin, ey Allah’ın kulları, yardım edin.” Peygamber Efendimiz (A.s.m) ıssız bir yerde sıkıntıya düştüğümüzde nasıl seslenmemizi emrediyor: يَا عِبَادَ اللَّهِ أَغِيثُوا ey Allah’ın kulları, yardım edin… Böyle dua etmek, tevessül değil midir? B- Evet tevessüldür. Zira Allah’ın kulları, yardım isteyin diyor. A- Aynen öyle. Naklettiğimiz bu hadis-i şerif hakkında İbni Hacer hazretleri: “Bu hadisin isnadı sahihtir” der. es-Sehavi, hasen olduğunu söyler. el-Heysemi: “Ravileri güvenilirdir” der. Hadis âlimlerinden hiç biri bu hadise itiraz etmemişlerdir. B- Yani sahih bir hadis A- Evet hatta Ahmed İbni Hanbel’in oğlu Abdullah şöyle der: Babamdan işittim, şöyle dedi: “Yaya olarak yaptığım haclardan birinde yolumu kaybettim. “Ey Allah’ın kulları, bana yardım edin” demeye başladım. Ben böyle demeye devam ederken birden yolumu buluverdim… Bu hadiseyi İmam Beyhaki ve İbni Asakir sahih bir isnatla nakletmişlerdir. İmam Taberani: “Bu denenmiştir” der. İmam Nevevi de bunu tecrübe ettiğini beyan eder ve şöyle der: “Benim de aralarında bulunduğum bir cemaatte hayvan kaçmaya başladı. Yardım isteme lafzını söyledim, benim bu sözümden sonra hayvanlar durdular…” B- Çok enteresan ilk defa duyduğum bir hadis hem de bu kadar kuvvetli kaynaklardan geliyor. A- Şimdi tevessüle şirk diyenlere soruyoruz: Ahmed ibni Hanbel ve İmam Nevevi hazretleri yardım isteyince şirke mi düştü, müşrik mi oldu? Onları şirkle itham edebilir misiniz? Bak, onların tevessülü inkârda imamı olan İbni Teymiye bile, sünnete uygun duaları yazdığı “el-kelimu’t tayyib” adlı eserinde bu hadisi zikretmiştir. İbni Teymiye, bu hadiste gösterildiği gibi dua etmenin sünnet olduğunu söylemektedir. B- Demek, İmamları olan İbni Teymiye dahi bu hadisi inkâr edememiş. Bu hadisi inkâr edememek, tevessülü kabul etmektir… Peki, bir şey soracağım “Hadiste geçen: “Ey Allah’ın kulları, yardım edin” ifadesiyle, kendisinden yardım istememiz emredilenler meleklerdir. Meleklere tevessül caizdir; ama diğer kullara tevessül caiz değildir…” derlerse A- Eğer böyle derlerse, biz de diyoruz ki: Hadi diyelim ki, kendisinden yardım istenilmesi emredilenler meleklerdir… İyi de, meleklere tevessül caiz oluyor da, diğer salih kullara tevessül niçin caiz olmuyor? Arada ne fark var? Melekler de Allah’ın kulu; peygamberler ve evliyalar da Allah’ın kulu… B- Doğru diyorsun Meleklere tevessül edilebilirken, niçin salih kullara tevessül edilmesin? A- Yardımı Allah’tan bildikten sonra, meleklerden de yardım istenir, Allah’ın salih kullarından da… Yeter ki, onları yardıma gönderenin Allah-u Teâlâ olduğunu bilelim. Şimdi 2. hadis-i şerifimizi nakledelim: Bu hadis-i şerifin ravisi Utbe b. Gazvan hazretleri. Peygamber efendimiz (as) şöyle buyurdu: sizden birisi bir şey kaybederse veya yanında arkadaşı olmayan bir yerde yardım dilerse, şöyle desin, Ey Allah’ın kulları bana yardım edin, Ey Allah’ın kulları bana yardım edin, Çünkü Allah’ın bazı kulları vardır ki, biz onları göremeyiz. Peygamber Efendimiz (A.s.m) bu hadiste bizlere neyi emrediyor? B- Bir şeyi kaybettiğimizde veya arkadaşımızın olmadığı bir yerde yardım dilediğimizde, “Ey Allah’ın kulları bana yardım edin” dememizi emrediyor… A- Tevessülü inkâr edenler, bu hadisi görmüyorlar mı? B- Onlar biliyorsun pek hadis kabul etmezler. Hemen tenkid edip hadisin kaynağını çürük gösterirler. Bu hadisin kaynağı hakkında da bilgi verir misin? A- İmam Taberani bu hadisi rivayet eder ve ravilerini güvenilir kabul eder. Allame Muhammed İbni Allan: “Bu hadis-i şerifte geçen Allah’ın kullarından maksat, ya melekler, ya Müslüman cinler, ya da Ebdal diye isimlendirilen seçkin velilerdir” der… Hatta daha ilgincini söyleyeyim. Tevessülü inkâr edenlerin imamı olan Elbani dahi bu hadis-i reddedemiyor ve diyor ki: Hadiste geçen Allah’ın kulları melekler olabilir… Hadi diyelim melekler… İyi de meleklerden istemek ve onlara tevessül etmek caiz oluyor da, diğer salih kullara tevessül etmek niçin caiz olmuyor? Arada ne fark var? B- Meleğin eliyle gelen yardım da bizzat Cenab-ı Hakkın izni ve iradesiyle değil mi? Melekleri yardıma gönderen rabbimiz, salih kulların ruhunu niye yardıma göndermesin? A- Evet imamlarının dahi inkâr edemediği bu hadisler karşısında hala inat ederlerse artık biz ne diyelim. Şimdi de 3. hadis-i şerife kulak verin, bakın Peygamber Efendimiz (A.s.m) ne diyor. Hadisin ravisi İbni Mesud hazretleridir. Efendimiz şöyle buyurdu: sizden birinizin sahrada hayvanı kaçarsa, şöyle desin, Ey Allah’ın kulları onu yakalayın, Ey Allah’ın kulları onu yakalayın, Şüphesiz Allah’ın yeryüzünde hazır bulunan kulları vardır ki, onu yakalarlar… Bu hadis-i şerifi Ebu Yâlâ “Müsnedin” de; İbni Hacer “Metalibu-l Aliye” de; İmam Taberani “Mu’cemul kebir”de zikretmiştir… B- Merak ediyorum: Tevessülü inkâr edenler, gösterdiğimiz bu kadar ayete ve hadise gözlerini mi kapayacaklar? A- Hâlâ anlamayacaklar mı ki, yapılması gereken, caiz olan tevessüle haram demek değildir. Yapılması gereken, tevessülün şartlarını öğreterek yanlış tevessülün önüne geçmektir. Biz tevessül caizdir derken, her tevessül eden şeriat dairesinde tevessül ediyor, demiyoruz. Yardımı, Allah’tan değil de, tevessül ettiği şahıstan bilenler; ya da tevessül ettiği şahsın, bizzat malik-i hakiki olduğunu zannedenler elbette vardır. B- Haklısın lakin bunun önüne geçmenin yolu, tevessüle haram demek değildir. Çünkü tevessüle haram derlerse, bu hadis-i şerifleri izah edemezler. Yapılması gereken, tevessül edecek olana doğru tevessülü öğretmektir. A- Aynen katılıyorum. Bunun başka bir yolu yoktur… Sözü dilersen daha fazla uzatmayalım ve şimdi 5. hadis-i şerifimize geçelim…

İndirme Linkleri
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...