Yirminci Mektup - 7. Bölüm
ALTINCI FIKRA
حِشْمَتُـهُ فِى ذَاكَ...الخ ibaresidir. Meâli şudur ki: Yani, kâinatın heyet-i mecmuasında tezahür eden haşmet-i rububiyet, vahdâniyet-i İlâhiyeyi ispat edip gösterdiği gibi, zîhayatların cüz’iyatlarına mukannen erzaklarını veren nimet-i Rabbâniye dahi ehadiyet-i İlâhiyeyi ispat edip gösterir...
YEDİNCİ FIKRA
سِكَّتُهُ فِى ذَاكَ فِى الْكُلِّ وَاْلاَجْزَاءِ. خَاتَمُهُ فِى هٰذَا فِى الْجِسْمِ وَاْلاَعْضَاءِ Meâli şudur ki: Sâni-i Zülcelâl, âlem-i ekberin heyet-i mecmuasında bir sikke-i kübrâsı olduğu gibi, bütün eczasında ve envâında dahi birer sikke-i vahdet koymuştur. Âlem-i asgar olan insanın cisminde ve yüzünde birer hâtem-i vahdâniyet bastığı gibi, herbir âzâsında dahi birer mühr-ü vahdeti vardır...
Okunan Yer: Mektubat, Yirminci Mektup
Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar
Okuyan: Cavit Çolak
Kategorileri:
757 izlenme