ABESİYYUN

Bu ekole göre, her şey tesadüfîdir; kâinatın ve insanın bir anlamı yoktur. Her şey bomboştur. Bunlar, kâinatın baştanbaşa hikmetlerle, gayelerle dolu olduğunu görmez ve sonuç olarak kendilerini de gayesiz bir varlık olarak görürler.

İnsan, önündeki kitabı kelime kelime, cümle cümle okuyup anladığı gibi âlem kitabını da sayfa sayfa, bölüm bölüm okuyabilir ve anlayabilir. Bu tarz bir tefekkür, insanı Cenab-ı Hakkın Hakim ismine ulaştırır. Hakîm, her şeyi hikmetli, yerli yerinde yapan demektir. İlahi tasarruflar abesiyetten münezzehtir. Devamlı gelişen ilim, eşyadaki hikmeti görmemize yardım eder. Eskiden ilim adamları âlemde bazı şeyleri abes veya “olmasa da olur” şeklinde değerlendirirlerken günümüzde daha insaflı yaklaşıp “Bu şeyin hikmetini henüz bulamadık” demektedirler.

“Şimdi çevir gözünü, bir kusur bulabilir misin? Sonra gözünü bir daha, bir daha çevir. Sonunda göz, yorgun, bitkin bir şekilde sana geri dönecektir.” (Mülk, 3-4) âyeti, önemli bir gerçeği bildirir. Buradaki göz, her ferdin gözü olabileceği gibi, insanlığın gözleri durumunda olan fenler de olabilir. Zira tek başına fert, âlemdeki hikmetlerin tümünü görebilecek durumda değildir. Hatta fert kendince bazı kusurlar da görebilir. Fakat ilmin ve fennin gözüyle bakınca, en küçük fertten en büyük galaksilere varıncaya kadar görülen muhteşem nizam, insanlığa her şeyde var olan hikmetleri gösterecektir.
Kategorileri:
A
Okunma sayısı : 4.239
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

ilyas94557
مْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ Veyahut: Kâinatı abes ve gayesiz itikad eden felasife-i abesiyyun gibi kendilerini başıboş, hikmetsiz, gayesiz, vazifesiz, Hâlıksız mı zannediyorlar? Acaba gözleri kör olmuş, görmüyorlar mı ki, kâinat baştan aşağıya kadar hikmetlerle müzeyyen ve gayelerle müsmirdir ve mevcudat, zerrelerden güneşlere kadar vazifelerle muvazzaftır ve evamir-i İlahiyeye müsahharlardır. Sözler ( 386 )
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...