Bediüzzaman ismi Kur'an-ı Kerim'de geçiyor mu? Sürekli soruluyor bana, Üstad'ın isminin geçtiği ayet var mı?
Değerli Kardeşimiz;
Öncelikle şunu ifade edelim ki, Bediüzzaman ismi Kur'an-ı Kerim'de sarih ve muhkem bir şekilde geçmiyor, böyle bir iddia da söz konusu değildir.
İkincisi, ayetlerin zahir, batın, sarih işari, muhkem müteşabih bir çok mana makamları vardır ki, ilimde rasih (derin) olan evliya ve alimler, normal insanların göremedikleri manaları ilim ve keşif projektörü ile ayetlerde görürler ve bizlere bildirirler. Alim ve evliyaların bu içtihat ve yorumlarını inkar etmek küfür olmasa bile en azından hürmetsizlik ve ukalalık sayılır.
"Hadis-i şerifte varid olduğu gibi, her âyetin birer zâhir ve bâtın ve her zâhir ve bâtının birer had ve muttalaı ve her had ve muttalaın çok şücun ve gusunu vardır."(1)
"Ulûm-u İslâmiye buna şahittir. Bu meratibin her birinin birer derecesi, birer kıymeti, birer makamı vardır; temyiz lâzımdır. Lâkin tezahum yoktur. Fakat iştibak iştibahı intaç eder. Nasıl daire-i esbab daire-i akaide karıştırılsa, ya tevekkül namıyla bir betalet veya müraât-ı esbab namıyla bir i'tizali intaç eder. Öyle de devair ve meratip tefrik olunmazsa, böyle neticeleri verir."(2)
Ayetin zahiri manası herkesçe bilinen ve kabul edilen manasıdır ki, bunu inkar eden küfre girer. Kur’an’ın geneli zahiri ve muhkem manalardan oluşuyor.
Ayetin zahiri manasının yanında bir de remzi ve işari manaları vardır ki, buna batinî mana denir. Batınî manalar ancak ilimde ileri seviyede olanların anlayabildiği ince ve latif manalardır ki bu manaları inkar etmek küfür olmaz. Yani zahiri mana ile batinî mananın derece ve makamları iştibak (karıştırılmamalıdır) edilmemelidir.
Ayetin batini manalarının kendi içinde de çok dal ve budakları bulunuyor. Bazen bu manaların birisi dal gibi zahir ve açıkken, bir diğeri budak ve yaprak gibi latif ve gizli olabiliyor. Ayete ait bu muhtelif manaların dereceleri, hükümleri ve makamları bir birinden çok farklı ve değişiktir.
Üstadımızın bu zamanda milyonlarca insanın imanını kurtaran Risale-i Nur'un makbul olmasına dair Kur’an ayetlerinden işari ve remzi bir takım manalar çıkardığı doğrudur, ama hiçbir zaman işari ve remzi manalara bu muhkem ve sarih ayet manasıdır diye bir ifade kullanmamıştır.
Tarihte bir çok evliya ve alim Kur’an-ı Kerim'den bu tarz işari ve remzi manalar çıkarmış ve bunu eserlerinde ifade etmişlerdir. Hatta tarihte Kur’an üzerine yazılmış binlerce tefsir Kur’an içinde sayısız mana ve işaretlerin olduğunun bir kanıtı bir ispatı niteliğindedir. Dolayısı ile Kur’an’ı sadece sarih ve zahir manası ile sınırlandırmak ve işari manalarını inkar etmek ayrı bir sapkınlık ayrı bir cehalettir.
Dipnotlar:
(1) bk. İbni Hibban, Sahih 1:146; el-Münavî Feyzü'l-Kadîr, 3:54.
(2) bk. Muhakemat, Birinci Makale, Onuncu Mukaddeme, Hatime.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü