HULÛL
Allah’ı alemde veya bazı varlıkların içinde tasavvur etmek hem bazı dinlerde hem de bazı felsefi ekollerde görülür. Mesela Panteizm, Allah’ı maddenin içinde tasavvur eder, Hristiyanlık Allah’ın Hz. İsa’ya hulûl ettiğini kabul eder. Halbuki her bir eser ustasını gösterir ama ustayı o eserin içinde aramamak lazımdır. Her bir şeffaf şeyde güneş tecellisiyle görülür ama zatıyla hiçbirinin içinde değildir. 18. Mektup’ta şöyle geçer:
“Cenab-ı Hakkın Mevcudatla alâkası, hâlıkıyettir. Ehl-i vahdet-ül vücudun dedikleri gibi; mevcudat, evham ve hayalât değil. Görünen eşya dahi, Cenab-ı Hakk’ın âsârıdır. ‘Heme Ost’ değil, ‘Heme Ezost’tur. Yani her şey O değil, belki her şey Ondandır. Çünkü hâdisat, ayn-ı Kadîm olamaz.”
“Cenab-ı Hakkın Mevcudatla alâkası, hâlıkıyettir. Ehl-i vahdet-ül vücudun dedikleri gibi; mevcudat, evham ve hayalât değil. Görünen eşya dahi, Cenab-ı Hakk’ın âsârıdır. ‘Heme Ost’ değil, ‘Heme Ezost’tur. Yani her şey O değil, belki her şey Ondandır. Çünkü hâdisat, ayn-ı Kadîm olamaz.”