KÂBE
Mekke-i Mükerreme'de bulunan ve bütün Müslümanların namaz kılarken yöneldikleri kutsal mekândır. Sözlükte “küp şeklinde nesne” anlamına gelen Kâbe, Kur’ân-ı Kerim'de iki defa geçer. Kâbe-i Muazzama, Beyt, Beytullah, el-Beytü’l-Atîk, el-Beytü’l-Harâm, el-Mescidü’l-Harâm, el-Meş’arü’l-Harâm gibi isimleri de vardır.
Kur’ân-ı Kerim'de Kâbe’nin Hz. İbrahim’den (as) önce var olduğu, ancak yıkıldığı için uzun süre yerinin kaybolduğu ve Hz. İbrahim tarafından yeniden yapıldığı belirtilir.
Kâbe’nin ziyareti, Hz. İbrahim (as) zamanından beri yapılmaktadır. Ancak İslâmiyet'ten önce Mekke’de putperestlik yaygın hâle geldiği için müşrikler Kâbe ve çevresine çok sayıda put yerleştirdiler. Tavafı da çıplak olarak yapıyorlardı. İçlerinde sayıları az da olsa Hz. İbrahim’in dinine tabi olan Hanifler, Kâbe ziyaretini doğru şekilde sürdürdüler. Bu durum Mekke’nin Fethi’ne kadar böyle devam etti. Bu fetihle, Kâbe’nin içi ve dışı bütün putlardan temizlendi.
Kâbe yeryüzündeki ilk ibadet yeridir. İslâmiyete göre Kâbe’nin bulunduğu yöne doğru namaz kılmak namazın şartlarından biridir. Kur’ân-ı Kerim'de bu husus şöyle belirtiliyor:
“(Ey Muhammed!) Yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir. (Ey Müslümanlar!) Siz de nerede olursanız olun, (namazda) yüzlerinizi o tarafa çevirin.”(Bakara, 2/144)
Ayrıca Kâbe’yi tavaf etmek hac ve umre ibadetlerinin kabul olması için zorunlu bir esastır. Bunun hâricinde Kâbe, Müslümanlar tarafından yılın her mevsimi tavaf edilir ve tavaflar yirmi dört saat kesintisiz bir şekilde devam eder.