NEVZAT TANDOĞAN
1894 yılında İstanbul’da doğdu. 1914 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Öğretmenlik ve İstanbul Polis Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 1927 yılında Malatya Valiliğine atandı. 1929 yılında da Ankara’ya vali olarak atandı. Çok uzun süre bu görevde kaldı. Vali olduktan sonra Ankara Belediye Başkanlığını da birlikte yürüttü. On sekiz yıl gibi uzun süre devam eden Ankara Valiliği ve Belediye Başkanlığı, 1946 yılındaki ölümüne kadar devam etti.
Tandoğan, tek parti iktidarında bürokratların önde gelen isimlerinden birisiydi. Despot ve hukuk tanımaz kişiliği ile şöhret buldu. Onun, “Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz, size ne oluyor?” sözü siyasî tarihimize geçmiştir.
Tandoğan’ın baskı ve takibine uğrayanlardan birisi de Bediüzzaman Said Nursî’dir. Bazı hatıralarda, 13 Ekim 1943 tarihinde Bediüzzaman’ın Ankara’ya getirilişi, vilâyete çıkarılması ve burada cereyan eden hadiselere yer verilmektedir. Tandoğan’ın, Bediüzzaman’a odasında zorla şapka giydirmeye kalkıştığı, başındakini çıkarıp şapkayı giymesini isteyen valiye, Bediüzzaman’ın boynunu göstererek; “Bu külah ancak bu kelle ile beraber çıkar” (Abdülkadir Badıllı, Bediüzzaman Said Nursî Mufassal Tarihçe-i Hayatı, 2. C. İstanbul 1998, s. 1210-1217) şeklinde mukabelede bulunduğu ifade edilmektedir. Bu hadise üzerine, hemen hemen hiç beddua etmeyen Bediüzzaman’ın Tandoğan’a “Başından bulasın!” şeklinde beddua ettiği belirtilmektedir. Üstad Bediüzzaman da “Yirmi senede kaç vilâyetin zabıtaları kıyafetime ilişmedi. Yalnız, yirmi beş sene evvel Ankara Valisi Nevzat Bey, cebren kıyafetime ilişmek istedi; hem muvaffak olamadı, hem kendi kendini intihar etmekle tokadını yedi” diyerek, intihar olayının perde arkasına işaret eder.
Tandoğan, tek parti iktidarında bürokratların önde gelen isimlerinden birisiydi. Despot ve hukuk tanımaz kişiliği ile şöhret buldu. Onun, “Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz, size ne oluyor?” sözü siyasî tarihimize geçmiştir.
Tandoğan’ın baskı ve takibine uğrayanlardan birisi de Bediüzzaman Said Nursî’dir. Bazı hatıralarda, 13 Ekim 1943 tarihinde Bediüzzaman’ın Ankara’ya getirilişi, vilâyete çıkarılması ve burada cereyan eden hadiselere yer verilmektedir. Tandoğan’ın, Bediüzzaman’a odasında zorla şapka giydirmeye kalkıştığı, başındakini çıkarıp şapkayı giymesini isteyen valiye, Bediüzzaman’ın boynunu göstererek; “Bu külah ancak bu kelle ile beraber çıkar” (Abdülkadir Badıllı, Bediüzzaman Said Nursî Mufassal Tarihçe-i Hayatı, 2. C. İstanbul 1998, s. 1210-1217) şeklinde mukabelede bulunduğu ifade edilmektedir. Bu hadise üzerine, hemen hemen hiç beddua etmeyen Bediüzzaman’ın Tandoğan’a “Başından bulasın!” şeklinde beddua ettiği belirtilmektedir. Üstad Bediüzzaman da “Yirmi senede kaç vilâyetin zabıtaları kıyafetime ilişmedi. Yalnız, yirmi beş sene evvel Ankara Valisi Nevzat Bey, cebren kıyafetime ilişmek istedi; hem muvaffak olamadı, hem kendi kendini intihar etmekle tokadını yedi” diyerek, intihar olayının perde arkasına işaret eder.