Risale-i Nur mektuplarından bu mektubunuzun bendeki tesirlerini hülâsaten arz edeyim:

Sıhhat ve âfiyetinizin devamı, şükrümü; bu gibi mesâilin hallini isteyenlerin vücudu, ümidimi; nazarımda ilim sayılacak herşeyi sizden öğrendiğim için, bu vesileyle hakikat sahasındaki malûmâtımı; hasbe'l-beşeriye fütur hâsıl oluyorsa, şevkimi; hasta bir talebeniz olduğumdan Kur'ân'ın eczahanesinden verdiğiniz bu ilâçlarınızla sıhhatimi, matbaha-i Kur'ân'dan intihap buyurduğunuz bu gıdalarla bütün hasselerimin kuvvetini; hayatın beş derecesini de tâlim, mevtin itibârî bir keyfiyet olduğunu tefhim, idam-ı ebedînin mutasavver olamayacağına kalbimi takvîm buyurduktan sonra, Allah için muhabbetin herhalde bu hayat derecelerinde de devam ederek hayat-ı bâkiyede bâki meyvesini vereceğini işaret buyurmakla müddet-i hayatımı nihayetsiz arttırmaya sebep olmuştur.

Risale-i Nur'la ihdâ buyurduğunuz dualar, zaten hergün sevgili Üstadı düşünmeye kâfi gelmektedir. Kur'ân'ın nihâyetsiz füyuzâtından, tükenmez hazinesinden inayet-i Hak'la edindiğiniz ve tebliğe mezun olduğunuz mânâları, cevherleri göstermekle, bildirmekle de bu biçare ve müştak talebe ve kardeşinize sonuna kadar ders vermek istediğinizi izhar ediyorsunuz ki, bu suretle de ebeden ve teşekkürle gözümün önünden, hayalimden ayrılmamaklığınız temin edilmiş olunuyor.

اَلْحَمْدُ ِللّٰهِ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّى 1

Hulûsi

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Elhamdülillah, bu Rabbimin bir ihsânıdır.
Önceki Risale: ( 1 ) / Sonraki Risale: ( 3 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âfiyet : sağlık, selâmet
âlem-i İslâm : İslâm dünyası
âmin bihurmeti Seyyidi'l-Mürselîn : Peygamberlerin Efendisi hürmetine duamızı kabul et Allah'ım!
arz etmek : sunmak
âzam : en büyük
aziz : izzetli, çok değerli
beht : şaşkınlık
Cenâb-ı Erhamürrâhimîn : yardım ve lütuf sahiplerinin en merhametlisi, şeref ve yücelik sahibi olan Allah
dahil olmak : katılmak
dâim : devamlı
dalâlet : hak yoldan sapkınlık
Esmâ-i Hüsnâ : Allah'ın güzel isimleri
fütur : usanç
gafil : Allah'ı düşünmeyen ve sorumluluklarından habersiz olan
hakikat : gerçek, esas
hâl : çözüm
hasbe'l-beşeriye : insanlık cihetiyle, insanlık icabı
hâsıl olma : meydana gelme
hasse : duyu, his
hikmet : sebep, ince sır
hükemâ-yı felâsife : felsefe bilginleri, düşünürleri; filozoflar
hülâsaten : özet olarak, kısaca
intihap buyurma : seçme
kaim buyurmak : var etmek
kudsî : kutsal, mukaddes
Kur'ân-ı Mübîn : hak ve hakikati açıklayan Kur'ân
lemeân eden : parlayan, parıldayan
malûmât : bilgiler
matbaha-i Kur'ân : Kur'ân mutfağı; Kur'ân'ın gıda hazinesi
mesâil : meseleler
mevt : ölüm
muhterem : saygıdeğer
mümin : iman etmiş, Allah'a ve O'nun gönderdiği şeylere inanan
nazar : bakış açısı
nebean eden : kaynayıp çıkan, fışkıran
râh-ı hidayet : doğru ve hak olan yol, İslâmiyet yolu
Rahîm : her bir varlığa ayrı ayrı rahmet ve şefkatini gösteren Allah
Rahmân : çok merhamet sahibi olan ve şefkatle bütün yaratıkların rızkını veren Allah
salisen : üçüncü olarak
Sözler : Risale-i Nur için kullanılan diğer bir ad
şevk : şiddetli arzu ve istek
şükür : Allah'a karşı minnet duyma, teşekkür etme
tâlim : öğretme
ümmet-i Muhammed : Hz. Peygamberin (a.s.m.) davetine muhatap olan bütün insanlar
vücud : varlık
arz etmek : sunmak
bâki : devamlı, kalıcı
bîçare : çaresiz, zavallı
cevher : birşeyin özü, esası, temeli
cüz'î : az, sınırlı
Dellâl-ı Kur'ân : Kur'ân'ı ilân eden, tanıtan, ona hizmet eden
ebeden : sonsuza kadar
evvelce : daha önce
füyuzât : feyizler, mânevî bolluk ve bereketler
hakikat-i iman ve İslâm : imana ve İslâma ait olan gerçek, esas
hassaten : özellikle
hayat-ı bâkiye : devamlı ve kalıcı olan âhiret hayatı
Hazret-i Kur'ân : Kur'ân-ı Kerim
hizmetkâr : hizmetçilik
idam-ı ebedî : dirilmemek üzere sonsuz yok oluş
ifâ : yerine getirme
ihdâ buyurmak : sunmak
inâyet-i Hak : herşeyi hakkıyla yaratan, varlığı hak olan ve her hakkın sahibi olan Allah'ın yardımı
istihraç : delillerden hareketle hüküm çıkarma
istirham etme : rica etme
itibârî : gerçekten öyle olmadığı hâlde öyle sanılan ve insanlar tarafından öyle kabul görmüş olan
izhar etmek : göstermek, açıklamak
kâfi : yeterli
keyfiyet : özellik, nitelik
mezun : izinli
muhabbet : sevgi
mutasavver : hayal edilen
muvasalat : vasıl olma, ulaşma, varma
müddet-i hayat : hayat süresi; ömür
müştak : aşk derecesinde düşkün, bağlı
mütevekkilen alâllah : Allah'a sığınarak, tevekkül ederek
nihayetsiz : sonsuz, sınırsız
suret : şekil
tahsis eyleme : özel olarak hazırlama
takvîm buyurma : bir şeyi güçlü bir şekilde yerleştirme, kurma
talebe : öğrenci
tebliğ : bildirme
tecelliyat : tecellîler; yansımalar
tefhim : anlaşılmasını sağlama
temin edilmek : sağlanmak
vaki olma : meydana gelme
vazife-i memure-i mâneviye : mânevî memuriyet görevi
veçhile : şekilde
zevât : zâtlar, kişiler
Yükleniyor...