Kırk altı sene evvel tab’ edilen 1 İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi
2 بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ
3 وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ

Mukaddime

VAKTÂ Kİ HÜRRİYET divanelikle yâd olunurdu; zayıf istibdat tımarhaneyi bana mektep eyledi. Vaktâ ki itidal, istikamet; irtica ile iltibas olundu; Meşrutiyette şiddetli istibdat, hapishaneyi mektep yaptı.

Ey şu şehadetnamemi temaşa eden zevat! Lütfen ruh ve hayalinizi misafireten, yeni medeniyete karışmış asabî bir bedevî talebenin hâl-i ihtilâlde olan ceset ve dimağına gönderiniz. Ta tahtie ile hatâya düşmeyiniz.

31 Mart Hâdisesinde Divan-ı Harb-i Örfîde dedim ki: Ben talebeyim. Onun için herşeyi mizan-ı şeriatla muvazene ediyorum. Ben milliyetimizi, yalnız İslâmiyet biliyorum. Onun için herşeyi de İslâmiyet nokta-i nazarından muhakeme ediyorum.

Ben hapishane denilen âlem-i berzahın kapısında dururken ve darağacı denilen istasyonda âhirete giden şimendiferi beklerken, cemiyet-i beşeriyenin gaddarane hallerini tenkit ederek, değil yalnız sizlere, belki bu zamandaki nev-i benî beşere irad ettiğim bir nutuktur.

Onun için, 4 يَوْمَ تُبْلَى السَّرَۤائِرُ sırrınca, kabr-i kalbden hakaik çıplak çıktı; nâmahrem olan kimseler nazar etmesin. Âhirete kemâl-i iştiyak ile müheyyayım. Bu asılanlarla beraber gitmeye hazırım.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Bu tarih 1954 senesine aittir.
2 : Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
3 : “Hiçbir şey yoktur ki Allah’ı hamd ile tesbih etmesin.” İsrâ Sûresi, 17:44.
4 : “O gün ki, bütün sırlar ortaya serilir.” Târık Sûresi, 86:9.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

acaip : hayret verici ve şaşırtıcı
âhiret : öldükten sonra sonsuz olarak devam edecek olan hayat
âlem-i berzah : dünya ile âhiret arasındaki kabir âlemi
asabî : sinirli
bedevî : şehirde yaşamayıp, şehir hayatını bilmeyen
cemiyet-i beşeriye : insanlık topluluğu
dimağ : beyin
divanelik : delillik, çılgınlık
Divan-ı Harbî Örfî : Sıkıyönetim Mahkemesi
gaddarane : acımasızca, zulmederek
garaipperest : garip ve tuhaf şeylere düşkün olan, çok seven
hakaik : gerçekler
hâl-i ihtilâl : ayaklanma durumu, karışıklık hâli
İki Mekteb-i Musibetin Şehadetnamesi : “İki Musibet Okulunun Diploması” anlamında olan ve içinde Bediüzzaman’ın 1909 yılında Divan-ı Harb-i Örfî’de (Sıkıyönetim Mahkemesi) yaptığı savunması bulunan bir eseri
iltibas olma : karıştırılma
irad etme : sunma
irtica : gericilik
istibdat : baskı, zulüm
istikamet : hak, doğru yol ve adalet üzere olma
itidâl : her konuda orta yolu tutma, aşırıya kaçmama
kabr-i kalb : kalp kabri
kemâl-i iştiyak : tam bir istek ve arzu
mehasin : güzellikler
misafireten : misafir olarak
mizan-ı şeriat : şeriat terazisi; Allah tarafından bildirilen hükümlerin teraizisi, ölçüsü
muhakeme : yargılama, değerlendirme
muvazene : karşılaştırma; ölçme, tartma
müheyya : hazır, hazırlanmış
nâmahrem : yabancı olan; görmesi ve bilmesi sakıncalı olan
nazar : bakma
nev-i benî beşer : insanoğlu, insanlık türü
nokta-i nazar : bakış ve görüş açısı
şimendifer : tren
tahtie : hatâya düşürme; “Benim yolum doğrudur, hatâ ihtimali var. Başkalarının yolu hatâdır, doğru olma ihtimali var.” görüşünde olmak
temaşa eden : bakan, seyreden
tımarhane : ruh, sinir ve akıl hastalıkları hastanesi
vaktâ ki : ne zaman ki
yâd olunma : anılma, zikredilme
zevat : zâtlar, kişiler
Yükleniyor...