Aziz, sıddık ve mübarek kardeşlerim; Evvelâ: Hüsrev’in imzasıyla Reis-i Cumhura verilen telgraf, bir ihtimali var ki; Ankara’da küçük Hüsrev’ler, Hüsrev’in kalemiyle yazılan Kur’ân’ı fotoğrafla tab etmek ihtimali hatırımıza geldi. Siz Isparta postahanesinden anlayınız ki, ne mahiyette bir telgraftır? Bana da malûmat veriniz. Merak ettim.

Saniyen: Konya’daki Rıfat Filiz kardeşimizin mektubunda, bazı sofîlerin bize hafif tenkitlerinin hiç ehemmiyeti yoktur. Sakın müteessir olmasınlar. Hiçbir vecihle mukabele etmesinler. Şimdi ehl-i imanın, hususan ehl-i tarikatın ve bilhassa şahsıma ait tenkitlerini bir nevi nasihat ve bir nevi iltifat telâkki ederim. Onlara hakkımı helâl ediyorum. Şimdi ehl-i ilhadın bize dehşetli zararlarına karşı, kardeşlerimiz olan ehl-i imanın gayet hafif, şahsıma karşı tenkitlerini bir nevi ikaz ve bizi ihtiyata sevk için bir dostluk telâkki ediyorum.

Salisen: Bu yakında Afyon’da haftalık gazeteler, gizli münafıkların tahrikiyle beni de, alâkamız olmadığı birşeye münasebettar göstermiş. Buradaki Nurcular da onu tekzip ettiler. Merak edilecek birşey değildir. Medresetü’z-Zehra erkânlarının harika ve müessir ve âlem-i İslâma menfaatli hizmet-i Nuriyelerini bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Umum kardeşlerimize ve hemşirelerimize binler selâm eder, dua eder ve dualarınızı istiyorum.
1 اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Kardeşiniz
Said Nursî

• • •

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Bâkî olan sadece Odur.
Önceki Risale: ( 39 ) / Sonraki Risale: ( 41 )
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

aziz : çok değerli, izzetli
bedel : karşılık
ehl-i iman : Allah’a inananlar, mü’minler
ehl-i tarikat : tarikata mensup olanlar
fevkinde : üstünde
hususan : bilhassa, özellikle
ihtiyat : önlem alma, tedbirli hareket etme
iltifat : gönül okşayıcı güzel söz
mahiyet : esas özellik, nitelik
malûmat : bilgiler
medrese-i Nuriye : Risale-i Nur’un okunduğu yerler
mukabele etmek : karşılık vermek
müteessir olma : etkilenme, üzülme
nafaka : geçim için gerekli olan şey
nevi : tür, çeşit
nezaret : gözetme
nüsha : kopya
Reis-i Cumhur : cumhurbaşkanı
rey : görüş, oy
sadakat : bağlılık, sebat
saniyen : ikinci olarak
sevk : yönlendirme
sıddık : çok doğru ve bağlı
sofîler : tasavvuf ehli, tarikat mensubu olanlar
tab etmek : basmak
tedarik etmek : elde etmek
telâkki etmek : anlamak, kabul etmek
tenkit : eleştiri
vecih : yön
Yükleniyor...