Mâdem meylü’l-istikmal (tekâmül meyli) kâinatta fıtrat-ı beşeriyede fıtraten derc edilmiş. Elbette, beşerin zulüm ve hatasıyla başına çabuk bir kıyamet kopmazsa, istikbalde hak ve hakikat, âlem-i İslâmda nev-i beşerin eski hatîatına kefaret olacak bir saadet-i dünyeviyeyi de gösterecek inşaallah.

Evet, bakınız, zaman hatt-ı müstakim üzerine hareket etmiyor ki, mebde ve müntehâsı birbirinden uzaklaşsın. Belki küre-i arzın hareketi gibi bir daire içinde dönüyor. Bazan terakki içinde yaz ve bahar mevsimi gösterir. Bazan tedennî içinde kış ve fırtına mevsimini gösterir. Her kıştan sonra bir bahar, her geceden sonra bir sabah olduğu gibi, nev-i beşerin dahi bir sabahı, bir baharı olacak inşaallah. Hakikat-i İslâmiyenin güneşiyle, sulh-u umumî dairesinde hakikî medeniyeti görmeyi rahmet-i İlâhiyeden bekleyebilirsiniz.

Dersin başında, bir buçuk burhanı dâvâmıza şahit göstereceğiz demiştik. Şimdi bir burhan mücmelen bitti. O dâvânın yarı burhanı da şudur ki: Fenlerin casus gibi tetkikatıyla ve hadsiz tecrübelerle sabit olmuş ki, kâinatın nizamında galib-i mutlak ve maksud-u bizzat ve Sâni-i Zülcelâlin hakikî maksatları, hayır ve hüsün ve güzellik ve mükemmeliyettir.

Çünkü kâinata ait fenlerden her bir fen, küllî kaideleriyle bahsettiği nev’ ve taifede öyle bir intizam ve mükemmeliyet gösteriyor ki, ondan daha mükemmel, akıl bulamıyor. Meselâ, tıbba ait teşrih-i beden-i insanî fenni ve kozmoğrafyaya tabi manzume-i şemsiye fenni, nebatât ve hayvanâta ait fenler gibi bütün fenlerin her birisi, küllî kaideleriyle o bahsettiği kısımda Sâni-i Zülcelâlin o nev’ideki nizamında mucizat-ı kudretini ve hikmetini ve 1 َاَحْسَنَ كُلَّ شَىْءٍ خَلَقَهُ hakikatını gösteriyor.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “O (Allah) ki, yarattığı herşeyi çok güzel yaptı.” Secde Sûresi, 32:7.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

âlem-i İslâm : İslâm dünyası (bk. a-l-m; s-l-m)
beşer : insanlık
bîçare : çaresiz
burhan : güçlü delil, kanıt (bk. d-l-l)
dâvâ : iddia (bk. d-a-v)
derc etme : yerleştirme
ecnebi : yabancı (Batılı)
ehl-i İslâm : İslâma tâbi olanlar, Müslümanlar (bk. s-l-m)
fenler : bilim dalları
fıtraten : yaratılış olarak (bk. f-ṭ-r)
fıtrat-ı beşeriye : insanın yaratılışı, tabiatı (bk. f-ṭ-r)
galib-i mutlak : sınırsız galip ve üstün olan (bk. ṭ-l-ḳ)
hadsiz : sayısız, sınırsız
hak : doğru gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hakikat-i İslâmiye : İslâm’ın gerçeği (bk. ḥ-ḳ-ḳ; s-l-m)
hakikî : asıl, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)
hatîat : yanlışlar, hatâlar
hatt-ı müstakim : doğru çizgi (bk. ḳ-v-m)
hayvanât : hayvanlar (bk. ḥ-y-y)
hikmet : gaye, fayda, güzel san’at (bk. ḥ-k-m)
hüsün : güzellik (bk. ḥ-s-n)
inşaallah : Allah dilerse, Allah’ın izniyle
intizam : disiplin, düzen (bk. n-ẓ-m)
istikbal : gelecek zaman
kâinat : evren (bk. k-v-n)
kefaret : hatâ ve günahın bağışlanmasına vesile olan şey
kozmoğrafya : astronomi, gök bilimi
küllî kâide : belli bir sınıf veya türe ait genel kanun ve kural (bk. k-l-l)
küre-i arz : yerküre, dünya
maksud-u bizzat : asıl hedef, doğrudan belirlenen netice (bk. ḳ-ṣ-d)
manzume-i şemsiye : güneş sistemi (bk. n-ẓ-m)
mebde : başlangıç
meylü’l-istikmal : mükemmelliğe doğru ilerleme ve gelişme eğilimi (bk. k-m-l)
mu’cizat-ı kudret : kudret mu’cizeleri (bk. a-c-z; ḳ-d-r)
mücmelen : kısaca, özetle (bk. c-m-l)
mükemmeliyet : her açıdan mükemmel ve en üst seviyeye ulaşmış olma (bk. k-m-l)
müntehâ : en son, uç
nebatât : bitkiler
nev’ : çeşit, tür
nev-i beşer : insanlık
nizam : düzen, kanun (bk. n-ẓ-m)
rahmet-i İlâhiye : Allah’ın herşeyi kuşatan sonsuz rahmeti (bk. r-ḥ-m; e-l-h)
saadet-i dünyeviye : dünya hayatına ait mutluluk
Sâni-i Zülcelâl : herşeyi san’atla yapan sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)
sulh-u umumî : genel barış, dünya barışı (bk. ṣ-l-ḥ)
taife : grup, topluluk
tedennî : alçalma, gerileme
tekâmül : ilerleme, mükemmelleşme (bk. k-m-l)
terakki : ilerleme, yükselme
teşrih-i beden-i insanî fenni : insan bedenini tüm yönleriyle ele alan, inceleyen bilim; anatomi
tetkikat : araştırmalar, incelemeler
Yükleniyor...