ÜÇÜNCÜ MEBHAS: الۤمۤ İ’câzın esaslarından, îcâzın en yüksek ve en ince derecesine bir misaldir. Bunda da birkaç letaif vardır.

1. الۤمۤ üç harfiyle üç hükme işarettir. Şöyle ki: Elif, 1 هٰذَا كَلاَمُ اللّٰهِ اْلاَزَلِىُّ hükmüne ve kaziyesine; lâm, 2 نَزَلَ بِهِ جِبْرِيلُ hükmüne ve kaziyesine; mim, 3 عَلٰى مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ السَّلاَمُ hükmüne ve kaziyesine remzen ve imaen işarettir.

Evet, nasıl ki Kur’ân’ın hükümleri uzun bir sûrede, uzun bir sûre kısa bir sûrede, kısa bir sûre bir âyette, bir âyet bir cümlede, bir cümle bir kelimede, o kelime de sin, lâm, mim gibi hurûf-u mukattaada irtisam eder, görünür. Kezalik, الۤمۤ’in herbir harfinde mezkûr hükümlerden biri temessül etmiş görünüyor.

2. Sûrelerin başlarındaki hurûf-u mukattaa, İlâhî bir şifredir. Beşer fikri ona yetişemiyor. Anahtarı, ancak Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdadır.

3. Şifrevari şu hurûf-u mukattaanın zikri, Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmın fevkalâde bir zekâya malik olduğuna işarettir ki, Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, remizleri, îmaları ve en gizli şeyleri sarih gibi telâkki eder, anlar.

4. Şu harflerin taktîi, harf ve lâfızların hâvi oldukları kıymet, yalnız ifade ettikleri mânâlara göre olmayıp, ilm-i esrarü’l-hurufta beyan edildiği gibi, adet ve sayılar misillu harflerin arasında fıtrî münasebetlerin bulunduğuna işarettir. HAŞİYE

5. الۤمۤ taktîiyle, bütün harflerin esas mahreçleri olan “halk, vasat, şefemahreçlerine işarettir. Ve zihinlerin nazar-ı dikkatini şu mahreçlere çeviriyor ki, zihinler, gerek bu üç mahreçte, gerek bunlara bağlı küçük küçük mahreçlerde lâfızların ve harflerin nasıl vücuda geldiklerini hayret ve ibretle mütalâa etsinler.

Ey zihnini belâgatin boyasıyla boyayan arkadaş! Bu letaifi sıkacak olursan, 4 هٰذَا كَلاَمُ اللّٰهِ içinden çıkacaktır.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Bu Ezelî olan, Allah’ın kelâmıdır.
2 : Onu Cebrâil (a.s.) indirmiştir.
3 : Muhammed’e (a.s.m.).
4 : Bu Allah’ın kelâmıdır.
HAŞİYE : Kırk sene sonra Risale-i Nur, bu lem’a-i i’câzı körlere dahi göstermiştir.
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

Aleyhissalâtü Vesselâm : Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun
belâgat : sözün düzgün, kusursuz, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesi
ehl-i kıraat ve erbab-ı kitabet : okuma yazma bilenler
erbab-ı belâgat : belagatçılar; sözü düzgün, kusursuz, hâlin ve makamın icabına göre söyleme san’atını bilenler
fevkalâde : olağanüstü, harika
hurûf-u mukattaa : kesik harfler; bazı sûrelerin başlarında bulunan ve birer İlâhî şifre özelliğini taşıyan harfler
i’câz : mu’cize oluş; bir benzerini yapma konusunda başkalarını âciz bırakan olağanüstülük
îcâz : sözü kısaltmak; az sözle maksadı açık ve net bir şekilde ifade etmek
İlâhî : Allah tarafından olan
îma : gizli ve ince bir mânâyı işaret etme, gösterme
imaen : kapalı bir mânâyı işaret yoluyla göstererek
irtisam etmek : resmedilme, görünme
ittihaz etmek : edinmek, alıp takip etmek
kaziye : hüküm, önerme
kezalik : bunun gibi, böylece
letaif : incelikler
malik : sahip
mebhas : bölüm, konu, mevzu
mezkûr : zikredilen, adı geçen, sözü edilen
misal : örnek
nakş-ı belâgat : belagat nakşı
remiz : gizli bir mânâyı ince bir işaretle gösterme
remzen : gizli bir mânâyı ince bir işaretle göstererek
sûre : Kur’ân’ın yüz on dört bölümünden herbiri
şifrevari : şifre gibi, şifre türünden
telâkki etmek : kabul etmek, anlamak
temessül etmek : belirmek, görünmek
ümmî : okuma yazma bilmeyen
bâki : devamlı, kalıcı
bedîa : eşsiz, benzersiz güzellik, beğenilen ve çok takdir edilen güzel şey
belâgat : sözün düzgün, kusursuz, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesi
beliğ : belagâtçi
beyan etmek : açıklamak
emsal : benzerler, arkadaşlar
fıtrî : doğal, yaratılıştan gelen
garip : yabancı, tuhaf, şaşırtıcı
halk : boğaz
harflerin taktîi : harflerin kesik olması, harflere bölme
haşiye : dipnot, açıklayıcı not
hatip : hitap eden, nutuk çeken konuşmacı
hâvi : içeren, içine alan
heyet : yapı
ilm-i esrarü’l-huruf : harflerin sırlarını araştıran ilim
imam : önder, bir düşünce ve fikir ekolünün lideri
lâfız : söz, ifade
lem’a-i i’câz : mu’cizelik parıltısı
letaif : incelikler
mahreç : harflerin ağızdaki çıkış yeri
mebhas : bölüm, konu
misal : örnek, benzetme
misillu : gibi, benzeri
müstakil : bağımsız
müştak : arzulu, aşırı istekli
mütalâa etmek : dikkatle okumak, incelemek
mütehâcim : hücum eden, saldıran
nakış : işleme, süsleme
nakş-ı belâgat : belâgat nakşı
nazar-ı dikkat : dikkatle bakış
nâzil olmak : inmek
saha-i vücud : varlık sahası, alanı
şefe : dudak
tâbi : uyan, takip eden
taktî’ : parçalamak, kesmek, bölmek
terkip : birleşim, sentez
vasat : orta; burada, boğaz ile dudak arası harflerin çıkış yeri olan damak kastedilmiştir
vücuda gelmek : meydana gelmek
Yükleniyor...