1 ﴾لاَ يُبْصِروُنَ﴿ cümlesi ise üçüncü bir hüsranlarına işarettir. Çünkü insan zulmete düşmekle yolunu kaybettiği zaman, arkadaşlarını ve eşyasını görmekle bir derece mütesellî olur. Fakat bunları da görmediği gibi, onun o karanlıkta durması ve yürümesi bir musibet ve bir vahşettir.

2 ﴾صُمٌّ بُكْمٌ عُمْىٌ فَهُمْ لاَ يَرْجِعُونَ﴿ Yani, “Sağır, lâl, kör olup dönemezler.” Bir insan, böyle bir belâya düştüğü zaman, dört cihetle ümitvar ve müteselli olabilir.

Birincisi: Köylü halkından veya geçen yolculardan bir ses gelir de, o ses vasıtasıyla yolunu bulup görmek ümidinde olur. Halbuki gecesi sâkit ve sâkin, sessiz ve sadâsız bir gece olduğundan, o adamla bir sağırın arasında fark kalmaz. Bu cihetten ümidinin kesik olduğuna işaret eden Kur’ân-ı Kerim 3 صُمٌّ kelimesini demiştir.

İkincisi: Eğer çağırıp yardım isterse, belki bir işiten olur da onun kurtulmasına gelir diye bir ümit besleyebilir. Fakat gecesi sağır olduğu için, dilli, dilsiz birdir. Bu recasını da kesmek için 4 بُكْمٌ denilmiştir.

Üçüncüsü ise: Gideceği cihetin yolunu tahminen tayin etmek ve görmek için bir alâmet, bir ateş, bir yıldız arar, müteselli olur. Halbuki gecesi öyle zulmetlidir ki, gözlü gözsüz bir olur. O adamın bu emelini söndürmek için 5 عُمْىٌ denilmiştir.

Dördüncüsü: O belâdan kurtulup rücu etmek için var kuvvetiyle çalışmaktan mâada bir çare kalmadığını görür görmez, kuvvetine güvenir, ümitvar olur. Halbuki zulmet her taraftan o adamı öyle ihata etmiştir ki, o adam bütün kuvvetiyle çalıştığı halde kurtuluş imkânını bulamaz. Kendi su-i ihtiyarıyla bataklığa giren ve bir daha çıkması mümkün olmayan bir hayvan gibi, o zulmet içinde kalır. Evet, çok şeyler var ki, insan ihtiyarıyla girer, fakat çıkması mümteni olur. İnsan onu bırakır, fakat o insanı bırakmaz.

İşte onların şu vaziyetlerine karşı 6 فَهُمْ لاَ يَرْجِعُونَ denilmiştir ki, o musibetten kurtulup rücularına bir çare kalmadığına ve son ümitlerinin de kesildiğine binaen, vahşet, yeis ve korkular içinde kaldıklarına işarettir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Görmezler.
2 : Bakara Sûresi, 2:18.
3 : Sağırlar.
4 : Dilsizler.
5 : Körler.
6 : “Onlar geri dönemezler.” Bakara Sûresi, 2:18.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 16. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 21-22. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

alâmet : belirti, işaret
cihet : yön
emel : arzu, istek
eşya : şeyler, varlıklar
hüsran : zarar, kayıp
ihata : kuşatma
ihtiyar : irade, dileme, tercih
lâl : dilsiz
mâada : -den başka
musibet : belâ, sıkıntı
mümteni : imkânsız
mütesellî : teselli bulan
reca : ümit
rücu etmek : dönmek
sadâsız : sessiz
sâkit : suskun, susan
su-i ihtiyar : iradenin kötüye kullanımı, kötü seçim
ümitvar : ümitli
vahşet : ürküntü, korku
zulmet : karanlık
Yükleniyor...