﴾اَللهَ﴿ kelimesi, bundan önce zikredilen Cenâb-ı Hak ile mümkinat arasında yaptıkları kıyastaki hatayı, zihnin gözüne sokuyor. Yani, “Nasıl Allah diyorsunuz ve nasıl Allah’ı mümkinata kıyas ediyorsunuz? Allah ünvanını taşıyan Zât, mümkinata kıyas edilebilir mi?”

S- 1 ﴾لاَ يَسْتَحْيِى﴿ Hayâ, nefsin sıkılmasıyla yüzde peyda olan kızartıdan ibaret olduğundan, Cenâb-ı Hak hakkında bu kelimenin kullanılması muhaldir; muhali nefyetmekte faide yoktur. Binaenaleyh لاَ يَسْتَحْيِى yerinde 2 لاَ يَتْرُكُ denilmiş olsaydı, muhaliyete mahal kalmazdı?

C– 3 بَعُوضَةً ile yapılan temsili iktiza eden ve hüsnünü takdir eden hikmet, belâgat vesaire gibi esbaba karşı temsili terk etmek isteyen, hayâdan maada tek bir esbab yoktur. Hayâ da Cenâb-ı Hak hakkında muhaldir. Öyleyse, o temsili terk etmeye asla sebep bulunmadığına işareten, لاَ يَسْتَحْيِى kelimesi, لاَ يَتْرُكُ kelimesine tercih edilmiştir. Çünkü لاَ يَتْرُكُ kelimesi, bu mânâyı ifade edemez. Yahut يَسْتَحْيِى’nin zikri, onların ahmakçasına söyledikleri

اَمَّا يَسْتَحْيِى رَبُّ مُحَمَّدٍ اَنْ يُمَثِّلَ بِهٰذِهِ الْمُحَقَّرَاتِ

Yani, “Muhammed’in Rabbi bu hakir şeylerden temsil getirmeye hayâ etmez mi?” diye söyledikleri sözlerindeki يَسْتَحْيِى kelimesine müşakelet ve müşabehet içindir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : Çekinmez.
2 : Terk etmez.
3 : Sivrisinek.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 25. âyetin tefsiri / Sonraki Risale: 28. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

belâgat : sözün düzgün, kusursuz, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesi
binaenaleyh : bundan dolayı
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan, sonsuz şeref ve azamet sahibi yüce Allah
esbab : sebepler
hakir : hor ve değersiz, önemsiz
hayâ : utanma, ar; kişinin sıkılmasıyla yüzde oluşan kızarma
hikmet : fayda, gaye; herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratılması
hüsün : mânevî güzellik
iktiza etme : gerektirme
kıyas : karşılaştırma
maada : -den başka
muhal : imkânsız, olmayacak şey
muhaliyet : imkânsızlık
mümkinat : varlığı ile yokluğu imkân dahilinde olup Allah’ın var etmesine bağlı olanlar
müşabehet : nitelik ve özelliklerde benzerlik
müşâkelet : üslûp, tarz ve şekilce birbirine benzeme
nefs : can, hayat, kişinin kendisi
nefyetmek : inkâr etmek, reddetmek
peydâ olma : meydana gelme
Rab : herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah
takdir etme : beğeniyi dile getirme
temsil : analoji, kıyaslama tarzında benzetme
ünvan : lâkap
vesaire : ve diğerleri
Yükleniyor...