İkinci Bir Mukaddeme


Ehl-i tabiat, esbaba hakikî bir tesir veriyor.

Mecusîler, biri şerre, diğeri hayra olmak üzere iki hâlıka itikad ediyorlar.
Ehl-i İ’tizal de, “Ef’âl-i ihtiyariyenin hâlıkı abddir” diyor. Bu üç mezhebin esası, bâtıl bir vehm-i mahz, bir hatâ ve huduttan tecavüzdür. Bu vehmi izale için, birkaç meseleyi dinlemek lâzımdır.

Birincisi: İnsanın dinlemesi, konuşması, düşünmesi cüz’î olduğu için, teâkub suretiyle eşyaya taallûk ettiği gibi, himmeti de cüz’îdir; nöbetle eşya ile meşgul olabilir.

İkincisi: İnsanın kıymetini tayin eden, mahiyetidir. Mahiyetin değeri ise, himmeti nisbetindedir. Himmeti ise, hedef ittihaz ettiği maksadın derece-i ehemmiyetine bakar.

Üçüncüsü: İnsan hangi birşeye teveccüh ederse, onunla bağlanır ve onda fâni olur. Bu sırra binaendir ki, insanlar, hasis ve cüz’î şeyleri büyük adamlara isnad etmezler, ancak esbaba ve vesâile atfederler. Sanki, hasis insanlarla iştigal onların vakarına münasip olmadığı gibi, cüz’î şeyler de onların azîm himmetlerini işgal etmeye lâyık değildir!

Dördüncüsü: İnsan, birşeyin ahvalini muhakeme ettiği zaman, o şeyin rabıtalarını, esbabını, esaslarını evvelâ kendi nefsinde, sonra ebnâ-yı cinsinde, sonra etraftaki mümkinatta taharrî eder. Hattâ hiçbir suretle mümkinata müşabeheti olmayan Cenâb-ı Hakkı düşünecek olursa, kuvve-i vâhimesi ile bir insanın mekayisini, esasatını, ahvalini mikyas yaparak Cenâb-ı Hakkı düşünmeye başlar. Halbuki, Cenâb-ı Hakka bu gibi mikyaslarla bakılamaz. Zira, sıfâtı inhisar altında değildir.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: 6. âyetin Tefsiri / Sonraki Risale: 8. âyetin tefsiri
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

abd : kul
ahval : haller, durumlar
atfetme : bağlama, göndermede bulunma
azîm : büyük
bâtıl : hak olmayan, gerçek dışı, yalan
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
cüz’î : ferdî, az, küçük
derece-i ehemmiyet : önem derecesi
ebnâ-yı cins : kendi cinsinden olanlar; burada diğer insanlar kastediliyor
ef’âl-i ihtiyariye : istek ve iradeyle yapılan davranışlar, fiiller
ehl-i İ’tizal : Mu’tezile mezhebine bağlı olanlar
ehl-i tabiat : herşeyin tabiatın tesiriyle meydana geldiğine inananlar
esasat : esaslar, temeller
esbab : sebepler
fâni olmak : yok olmak, bütün duygularıyla meşgul olmak
hakikî : gerçek
hâlık : yaratıcı
hasis : âdi, değersiz, basit
himmet : gayret, çalışma
hudut : sınırlar
isnad : dayandırma
iştigal : meşgul olma, uğraşma
itikad etme : inanma
ittihaz etme : edinme, alma
izale : yok etme, giderme
kuvve-i vâhime : hayal gücü, kuruntu gücü
küfr : inançsızlık, inkâr
mahiyet : temel yapı, özellik
mekayis : ölçüler
mezheb : tutulan yol, ekol
mikyas : ölçü
muhakeme : düşünme, akıl yürütme
mukaddeme : giriş, hazırlık, önsöz
mümkinat : varlığı ile yokluğu imkân dahilinde olup Allah’ın var etmesine bağlı olan her şey
münasip : uygun
müşabehet : benzeşme, benzerlik
nefs : bir kimsenin kendisi
rabıta : bağ
şer : kötülük, çirkinlik
taallûk : bağlanma, ilişki, irtibat
taharrî : araştırma
teâkub : arka arkaya gelme, takip etme
tecavüz : aşma, ileri gitme
teveccüh etme : yönelme
vakar : ağırbaşlılık
vehm : kuruntu
vehm-i mahz : tam bir kuruntu, zan, şüphe
vesâil : vesileler
Yükleniyor...