1 (اَلرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ) Mâkabliyle bu iki sıfatın nazmını icap eden şöyle bir münasebet vardır ki: Biri menfaatleri celp, diğeri mazarratları def etmek üzere terbiyenin iki esası vardır. “Rezzak” mânâsına olan 2 اَلرَّحْمٰنِ birinci esasa, “Gaffar” mânâsını ifade eden 3 اَلرَّحِيمِ de ikinci esasa işaretleri için birbiriyle bağlanmıştır.

4 (مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ) Mâkabliyle şu sıfatın nazmını iktiza eden sebep şudur ki: Şu sıfat, rahmeti ifade eden mâkabline neticedir. Zira, kıyametle saadet-i ebediyenin geleceğine en büyük delil, rahmettir. Evet, rahmetin rahmet olması ve nimetin nimet olması, ancak ve ancak haşir ve saadet-i ebediyeye bağlıdır. Evet, saadet-i ebediye olmasa, en büyük nimetlerden sayılan aklın, insanın kafasında yılan vazifesini görmekten başka bir işi kalmaz. Kezalik, en lâtif nimetlerden sayılan şefkat ve muhabbet, ebedî bir ayrılık düşüncesiyle, en büyük elemler sırasına geçerler.

S - Cenâb-ı Hakkın herşeye mâlik olduğu bir hakikat iken, burada haşir ve ceza gününün tahsisi neye binaendir?

C - Şu âlemin, insanlarca, hakir ve hasis sayılan bazı şeylerine kudret-i Ezeliyenin bizzat mübaşereti azamet-i İlâhiyeye münasip görülmediğinden, vaz edilen esbab-ı zahiriyenin o gün ref’iyle; herşeyin şeffaf, parlak içyüzüyle tecellî edip Sâniini, Hâlıkını vasıtasız göreceğine işarettir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Kullarına karşı sınırsız rahmet sahibi olan ve rahmetinin eserleri dünya ve âhireti dolduran Allah.” Fatiha Sûresi, 1:3.
2 : “Kullarına karşı çok merhametli olan ve şefkat eserleri bütün varlık âlemini kuşatan Allah.” Fatiha Sûresi, 1:3.
3 : “Rahmeti herşeyi kuşatmakla birlikte, dilediği varlıklara çok özel ihsanı ve hususî rahmet tecelîsi olan Allah.” Fatiha Sûresi, 1:3.
4 : “Hesap gününün yegane sahibi, yöneticisi ve hakimi olan Allah.” Fatiha Sûresi, 1:4.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Kur’ân nedir, tarifi nasıldır? / Sonraki Risale: Bakara Sûresi
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

azamet-i İlâhiye : Allah'ın büyüklüğü, haşmel ve yüceliği
binaen : -dayanarak
celp : çekme
Cenâb-ı Hak : Hakkın ta kendisi olan sonsuz şeref ve yücelik sahibi Allah
ebedî : sonsuz, sonu olmayan
esbab-ı 2ahiriye : görünürdeki sebepler
Gaffar : ne kadar çok ve büyük olursa olsun dilediği kullarının her türlü suç ve günahını tekrar tekrar bağışlayan Allah
hakikat : asıl, gerçek
hakir : hor ve değersiz, önemsiz
HâNk : her şeyi yaratan Allah
hasis : âdi, değersiz
haşir : insanın öldükten sonra âhi-rette diriltilerek tekrar Allah'ın huzurunda toplanması
iktiza etmek : gerektirmek
kezalik : böylece, hakeza
kıyamet : dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması
kudret-i ezeliye : bütün zamanları kuşatan Allah'ın ezelî Kudreti
lâtif : ince. güzel, hoş
makabli : önceki, öncesi
mâlik olmak : sahip olmak
mazarrat : zararlar, ziyanlar
mübaşeret : doğrudan temas sağlama ve yapma
münasebet : bağlantı, ilişki, vesile
münasip : uygun
nazm : tertip, diziliş, düzen
rahmet : İlâhî şefkat, merhamet ve ihsan
ref etmek : ortadan kaldırmak Rezzâk
saadet-i ebediye : sonu olmayan. sonsuz mutluluk
Sâni : her şeyi mükemmel ve san'atlı bir şekilde yaratan Allah
sıfat : Allah'ın yüce Zâtını nileleyen İlâhî özellikler, ilim, kudret, hayat gibi
şeffaf : saydam, parlak
tahsis : sınırlandırma, özel tutma
tecellî etmek : yansımak
vaz etmek : koymak, yerleştirmek
Yükleniyor...