Mâzi sîgasıyla 1 اَنْعَمْتَ’nin zikri, tekrar nimeti talep etmeye bir vesile olduğuna ve Allah’a râci olan zamiri de bir yardımcı ve bir şefaatçi vazifesini gördüğüne işarettir. Yani, “Ey Rabbim! Madem ki in’am senin fiilindir ve evvelce de in’âmı yapmışsın; istihkakım olmadığı halde in’âmı tekrarlamak, Senin şe’nindir.”

2 عَلَيْهِمْ’deki 3 عَلَى enbiyaya yükletilen risalet ve teklif yükünün pek ağır olduğuna ve sahraları faidelendirmek için yağmur, kar ve fırtınaların şedaidine mâruz kalan yüksek dağlar gibi, peygamberlerin de ümmetlerini feyizlendirmek için risalet zahmetlerine mâruz kaldıklarına işarettir.

İhtar: Başka bir surede zikredilen;

فَاُولٰۤئِكَ مَعَ الَّذِينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاۤءِ وَالصَّالِحِينَ 4
olan âyet-i kerime, buradaki 5 اَلَّذِينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ âyet-i celilesini beyan eder. Zaten Kur’ân’ın bir kısmı, bir kısmını tefsir eder.

S - Peygamberlerin meslekleri birbirine uymadığı gibi, ibadetleri de birbirine muhaliftir. Bunun esbabı nedir?

C - İtikad ve amelde, usûl ve ahkâm-ı esasiyede peygamberlerin hepsi daimdirler, sabittirler, müttehittirler. İhtilâf ve tefavütleri, ancak füruattadır. Zaten zamanların tebeddülüyle füruatın da tebeddül ve tegayyürü tabiî birşeydir.

Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler:

1 : “Nimet verdin.” Fatiha Sûresi, 1:7.
2 : Onların üzerine.
3 : …üzerine .
4 : “İşte onlar, Allah’ın kendilerine pek büyük nimetler bağışladığı peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kimselerle beraberdirler.” Nisâ Sûresi, 4:69.
5 : “Nimet ve lütfuna mazhar ettiğin kimseler...” Fatiha Sûresi, 1:7.
« Önceki Sayfa  | | Sonraki Sayfa »
Önceki Risale: Kur’ân nedir, tarifi nasıldır? / Sonraki Risale: Bakara Sûresi
Ekranı Genişlet
Lügat Listesi

Lügatler :

ahkâm-ı esasiye : temel esaslar, prensipler
amel : dinin emirlerini yerine getirme
âyet-ı celîle : yüce âyet
âyet-i kerime : şerefli âyet, Kur’ân’ın herbir cümlesi
beyan etmek : açıklamak
butlan : batıl olma, yalan, gerçek dışılık
enbiya : nebiler, peygamberler
esbab : sebepler
ferdî : kişisel, şahsî
feyizlendirmek : bereketlendirmek
füruat : şubeler, dallar
ihtar : hatırlatma, ikaz
ihtilâf : farklılık
in’am : nimet verme
istihkak : lâyık olma, hak etme
itikad : inanç
mâruz kalma : tesirinde kalma, uğrama
mâzi sigası : gr. geçmiş zaman kalıbı, kipi
mevcudiyet : var olma
muhalif : aykırı, zıt
müttehit : ittifak halinde olma, aynı görüşte birleşme
râci : ait, dönük
risalet : elçilik, peygamberlik
sahra : çöl
şe’n : özellik, durum, hal
şedaid : şiddetli haller, zorluklar, sıkıntılar
şefaatçi : günahların bağışlanması için vesile olan, Allah’ın izniyle aracı olan
tabiî : doğal
tebeddül : başkalaşma, değişme
tefavüt : farklı olma, farklılık gösterme
tefsir etmek : açıklamak, yorumlamak
tegayyür : değişme
teklif : yükümlü tutma
tevatür : yalan üzere birleşmeleri mümkün olmayan bir topluluğun bir hadisi veya haberi aktarması
usul : temel prensipler
ümmet : Peygambere inanıp onun yolundan gidenler
zamir : gr. ismin yerini tutan kelime
Yükleniyor...